üybihkr

Üniversiteye yeni başlayanlar için hayatta kalma rehberi

Üniversiteler açıldı. Öncelikle üniversiteye yerleşen bütün öğrencileri tebrik ediyor, şimdilik yerleşemeyen bütün öğrencilere ise adil olmayan bir rekabet içinde geçen bu sınavın hiçbir şeyin sonu olmadığını hatırlatmak istiyoruz. Biz, Sivil Alan Araştırmaları Derneği olarak; üniversitelerde ifade, örgütlenme ve toplanma özgürlüğü alanında çalışıyor, öğrencilerin hak ve özgürlükleri için yürüttükleri mücadelelerde güçlenmeleri için uğraşıyoruz. Bunun için öncelikle öğrencilerin gündemi takip ediyor, hak ihlallerini ve bunlara karşı yürütülen mücadeleleri haberleştiriyoruz. Bu yıl üniversiteye yeni başlayan öğrenciler için; geçtiğimiz Ağustos ayından bu yana öne çıkan haberlerimizi derleyerek bir “hayatta kalma rehberi” oluşturduk. Çünkü üniversite ne bütün dertlerin sonu ne de sadece sorunlardan ibaret… Üniversite; onlarca, yüzlerce, binlerce öğrencinin sorunlar karşısında yan yana mücadele ettiği bir yer. Mücadelede senin de yerin hazır, üniversiteye hoş geldin!

1) Barınma hakkın için mücadele et

Üniversitelerde özellikle son birkaç yıldır en temel gündemlerden biri barınma sorunu. Buna karşı #Barınamıyoruz diyerek Barınamıyoruz Hareketi’nin başlattığı mücadele hala sürüyor. Bununla beraber hemen her üniversite öğrenciler barınma hakkı talebiyle bir araya gelmeye devam ediyor. Senin de en temel ihtiyaçlarımızdan biri de olsa barınma hakkın için bu mücadeleye katılman gerekebilir. O yüzden geçtiğimiz yıl yaşanan barınma sorunlarına ve mücadelelere hakim olman hayatta kalman için çok önemli!

En sondan başlayalım. Hacettepe Üniversitesi bu yıl 500’den fazla öğrenciyi yurttan atmaya hazırlanıyor, öğrenciler şimdilik sosyal medya yoluyla bu kararı geri çektirmeye çalışıyor. Boğaziçi Üniversitesi’nde ise yönetim öğrencilerin yurt sorununu çözmek için oldukça değişik bir yöntem bularak kulüp odalarını boşaltmaya çalışıyor. Daha birkaç ay önce de “muhalif” öğrencileri yurtlardan uzaklaştıracak bir yönerge çıkararak kontenjan yaratmaya çalışmışlardı… İstanbul Teknik Üniversitesi de geçtiğimiz yıl barınma sorununa karşı öğrencilerin mücadele yürüttüğü duraklardan biri. Bütün bu mücadeleler için en son hazırladığımız Haberlerdeki Üniversite IV: Barınma Hakkı başlıklı rapor, sana daha ayrıntılı bir fikir verebilir.

2) Beslenme hakkın için mücadele et

Üniversitelerde ve yurtlarda öğrencilerin beslenme hakkı da ancak mücadeleyle güvence altında tutulabiliyor. Yemekhanelere yapılan fahiş zamlar, vegan-vejetaryen beslenme seçeneğinin olmaması, öğün sayılarının azaltılması gibi birçok sorunla karşı karşıya kalabilirsin ama korkma, öğrenci dayanışması var. Önceki deneyimleri öğrenmek sana kendini daha güçlü hissettirebilir. Hacettepe Üniversitesi’nde yemekhane zamlarına karşı toplulukların ortak yayınladığı bildiri, Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin ucuz ve sağlıklı beslenme yürüyüşü ilk akla gelen örnekler… Biraz daha eski bir örnek ama Türkiye’de Öğrenci Mücadelesi: Dayanışma Güçlendirir! isimli belgeselimizde de İstanbul Üniversitesi öğrencilerinin başarıyla sonuçlanan yemekhane eylemlerini konu aldığımız bölümleri de izleyebilirsin. Madem o günlere kadar gittik, şunu da hatırlamak iyi olabilir: İstanbul Teknik Üniversitesi öğrencileri de aynı dönemde benzer bir mücadeleyle kazanımlar elde etmişti.

3) Arkadaşlarının ve direnen hocalarının yanında ol

Hangi üniversiteye yerleşmiş olursan ol, birçok öğrenci arkadaşının ve hocanın yönetim, YÖK, mahkemeler veya doğrudan iktidar tarafından hedef gösterildiğine, hatta çeşitli yaptırımlarla karşı karşıya bırakıldığına şahit olacaksın. Çoğunlukla bunun sebebi, saydığımız bu mercilerin herhangi bir kararını eleştirmek ve onlara itiraz etmek. Burada en önemli nokta, dayanışma içinde olmak çünkü ancak dayanışmayla varlığımızı sürdürebiliriz ve biz de bir şeye itiraz etmek istediğimizde etrafımızdaki insanların bizimle dayanışma içinde olduğunu görmek bizi güçlendirir. Bu dayanışmaya hiçbir tehdit engel olamaz. Boğaziçi Üniversitesi’nde Can Candan hocanın mücadelesi ya da Anadolu Üniversitesi’nde Bülent Yücel hoca hakkında verilen uzaklaştırma kararı sonrası öğrencilerin tepkisi sana da ilham olabilir.

Bazen bir görsel açmak, bazen “kayyum” rektörü protesto etmek, bazen Onur Yürüyüşü’ne katılmak, bazen piknik yapmak yaptırım sebebi haline gelebiliyor. Bu durumlarda da dayanışmak talep etmekten ve dayanışma talep edenlerle bir arad durmaktan çekinme. Geçen sene mezuniyetlerde birbiri ardına isyan bayrağı açanları hatırla. Öğrencileri hedef gösterenlere karşı sesimiz ancak böyle duyulabilir. (Medyadaki hedef gösterme dinamiğinin nasıl işlediğini merak edersen Haberlerdeki Üniversite başlığı altındaki şu, şu ve şu raporlarımızı okuyabilirsin.)

Elbette ister bir öğrenciden isterse de bir akademisyenden gelsin taciz, mobbing, şiddet karşısında da ancak dayanışmayla durabiliyoruz. Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi’nde kadın öğrencilerin sistematik taciz karşısındaki mücadelesini de okuyabilirsin.

4) Müşteri değil öğrenci olduğunu her zaman hatırla

Özellikle vakıf üniversitelerinde öğrenim ücretlerine yapılan fahiş zamlara karşı son yıllarda birçok eylem gerçekleşiyor. Tercih ve kayıt döneminde öğrencilere yüksek vaatler ve aldatıcı sözler veren vakıf üniversiteleri ara sınıf geçişlerinde bu sözleri tutmuyor. Örneğin, öğrenim ücretlerine her yıl en fazla %10 artış yapacağına dair sözleşme yapan üniversiteler %200’den fazla zam kararları verebiliyor. Bu kararlara karşı mücadele eden öğrenciler vakıf üniversitelerinde de çoğunlukla öğrenci dayanışmaları adı altında bir araya geliyor, hatta bazen eylemlere aileler bile katılıyor. Son dönemde Arel Üniversitesi, Gelişim Üniversitesi, İstanbul Aydın Üniversitesi, Maltepe Üniversitesi, Doğuş Üniversitesi ve daha birçok üniversitede zamlara karşı mücadele eden öğrenciler yıllık enflasyonun üzerinde zamların hukuki olmadığını ve iptal edilmesini gerektiğini ifade eden bir mahkeme kararı bile aldı.  Barınma, beslenme, ulaşım, burs gibi birçok başlıkta öğrencilerin müşteri değil öğrenci olduğunu her seferinde ifade ettiği mücadelelere katılarak güç vermek önemli çünkü bunların hepimizin ortak sorunları ve bu sorunları ancak birbirimizden güç alarak çözebiliriz.

Elbette vakıf üniversitelerindeki mücadele bununla sınırlı değil. Onur yürüyüşleri, öğrencilere sorulmadan verilen keyfi kararlara karşı mücadeleler ve daha nicesi… Yani vakıf üniversitelerinde de hayatta kalmanın yolu dayanışmadan geçiyor.

5) Eylemleri ve etkinlikleri kaçırma

Üniversitelerde eylem ve etkinlikler genelde yasaklama veya hedef gösterme ile gündeme geliyor. Bu doğru, her yıl birçok eylem ve etkinlik yasaklanıyor ya da üniversite içinden ya da dışından hedef gösteriliyor. Bu konuda geçtiğimiz yıl en yoğun gündem ODTÜ’deydi ama aynı zamanda ODTÜ öğrencilerinin bitmeyen direncinden hepimiz güç alıyoruz. Mezuniyetten, şenliğe, onur yürüyüşünden, etkinlik iptallerine, bayrak yasaklamadan, seçim gündemine kadar ODTÜ rektörlüğünün (öğrencilerin deyimiyle “kayyumluğunun”) bütün haksız kararlarına ve uygulamalarına karşı direniş sürüyor.

Üniversite; öğrencilerin kendini ifade ettiği, benzer fikirlerde ya da amaçlarda olan öğrencilerin yan yana gelerek örgütlendiği ve düşüncelerini daha etkili kılmak için eylem yaptığı bir yer. Daha doğrusu, ancak böyle olunca bir üniversiteden bahsedilebilir. Bu yüzden; ODTÜ’de olduğu gibi, senin de söylemek istediklerin varsa yanında birçok öğrenci arkadaşını bulacağını aklından hiç çıkarma.

6) Kulüplerle, topluluklarla, dayanışmalarla ve gençlik örgütleriyle tanışmayı unutma

Üniversitede stant açan birçok örgütlenme ile karşılaşmış olabilirsin. Bunlar resmi kulüplerden gayri resmi topluluklara, gençlik örgütlerinden öğrenci dayanışmalarına birçok farklı örgütlenme zeminleri. Özellikle hükümet yanlısı basında hedef gösterirken anlatıldığı gibi örgütlenmeler olmadığını hemen fark edeceksin ama zaten iletişim kurmaktan çekinmene hiç gerek yok. Özellikle Boğaziçi direnişinden sonra birçok üniversite kurulan öğrenci dayanışmaları ile hızlıca tanışabilirsin, kulüp stantlarını ziyaret ederek aklına takılanları sorabilirsin ama dikkat et; üniversite yönetimleri çoğu kulübün ve topluluğun stant açması da dahil olmak üzere çalışmalarına engel olmaya çalışıyor. Bu yüzden sosyal medyadan ya da kampüste hakkını arayan öğrencilerden daha ayrıntılı bilgi alabilir, sana uygun olan bir örgütlenmenin çalışmalarına katılabilirsin.

Daha önce tercih döneminde dayanışma çağrısı yapan toplulukları yayınlanmıştık. Elbette bu çok eksik bir liste ama bizi sosyal medyada takip ederek hangi üniversitede hangi topluluk nasıl bir hak arama mücadelesi yürütüyor rahatlıkla takip edebilirsin. Son olarak her halde haklarına sahip çıkmak için işine yarayabilecek bazı bilgileri #HerhaldeHaklarımızVar kampanyamızda bulabilirsin. Bir hak ihlaliyle karşı karşıya kaldığında bir desteğe ve dayanışmaya ihtiyacın olursa bizimle her zaman iletişime geçebilirsin.

Üniversiteye hoş geldin!

tr_TRTurkish
tr_TRTurkish