haber – website (1)

#LubuncaYargılanamaz Davasında Karar

m.güneş

Lubunca sözcüklerle yeniden yazılmış İstiklal Marşı nedeniyle açılan davanın 6. ve karar duruşması 20 Eylül 2023 tarihinde Çağlayan Adliyesi 18. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü. Davada yargılanan iki kişiden biri hakkında beraat, ikincisi hakkında cezalandırma kararı çıktı. Sivil Alan Araştırmaları Derneği olarak biz de davayı ve duruşmayı takip ettik, yaşananları sosyal medyada yaygınlaştırdık. Bizimle birlikte MLSA, SPoD, ÇHD ve FreedomHouse da duruşmayı takip edenlerdendi. BÜLGBTİ+ da davayı sosyal medyada aktardı.

Duruşma esnasında yaşananlar

Duruşma başlarken izleyici talebi nedeniyle hakim ve sanık avukatları arasında sözlü tartışma yaşandı. Hakim dikkatinin dağılıyor olması ve korona gibi gerekçelerle salona kapasitesi -koltuk sayısı- kadar en fazla 3 izleyici alınmasını istedi. Avukatlar önceki duruşmalarda daha fazla izleyici olduğunu hatırlatıp itiraz ederken hakim güvenlik çağırdı ve izleyicilerden birkaçını salondan çıkarttı.

Sivil toplum örgütlerinden izleyiciler dışarı çıkarılırken bir sivil polis ise içeri alındı.İzleyicilerin kapasite bahanesiyle dışarı çıkarılmasına rağmen salonda ayakta duran sivil polisi avukatlar hakime hatırlattı. Bunun üzerine hakim “Kamu adına davayı takip etmek istiyorlar.” dedi. Avukatların itirazı sürdü. Hakim duruşmaya uzlaşmazlık sebebiyle 5 dakika ara verdi.

Duruşma yeniden başladığında avukatların haklı itirazı sonucu sivil polisler salona alınmadı. Lakin seyirciler de en fazla bir gazeteci ve üç sivil toplum temsilcisi olmak üzere içeri alınabildi. Duruşma sürerken salon güvenliğinin ve amirinin kısa süreliğine içeri sivil polis aldığı da nitekim fark edildi.

Dava görülürken hakim ilk duruşmada da yaptığı gibi savunmasını yazılı halde getirip bakarak savunma yapmak isteyen sanığın sözünü defalarca kesti. Sanığın savunmasını tam olarak yapması mümkün olmadı. Avukatların da aynı şekilde sözünü ve savunmasını bölen hakim duruşmanın uzayan süresini bahane etti.

Savcılığın mütalaasında hakkında ceza istediği öğrencinin mahkemeye yazılı olarak sunmak zorunda kaldığı savunması şu şekilde:

[…]

dolayısıyla istiklal marşı’nın sözlerini lubunca kelimelerle değiştirmek suretiyle milli marşı aşağıladığımı iddia eden savcılık makamının yaptığı en büyük hata da benim şiiri yazarkenki niyetimi kendi önyargılarıyla değerlendiriyor oluşundadır.

[…]

yine, verdiği mütaalada savcı suçun unsurlarından da biri olduğu için, aleniyet üzerinden bir tartışma yapmış ama aşağılama suçu atfettiği eylemin neden aşağılama olduğunu hiçbir şekilde açıklamamıştır. açıklamadığı o nedensellik, tam olarak da benim az önce anlattığım şekilde, lgbti+lara karşı ayrımcılık yapıyor olmasıdır. bir şeyi aşağılamak için onun hakkında kötü, küçük düşürücü, hor gören söz yada davranış gerekir. benim yazdığım şiirde ise hedefi istiklal marşı olan tek bir laf yoktur. aksine, savcılık makamı benim kimliğimi ve kültürümü istiklal marşını aşağılayan bir unsur olarak nitelediği için beni ve benim kimliğimi aşağılamakta, hor görmektedir.

bu davaya konu olan gündemde suçlu olan taraf değilim ben, mağdur olan tarafım.

[…]

Bu kısımlar, öğrencinin yazılı olarak teslim ettiği savunmasının bir kopyasından alıntılanmıştır.

Sanık avukatları da atılı suçlamanın ne şeklen ne manen gerekliliklerinin oluşmadığını savundu. Aleniyet unsurunun ve kastın olmadığı, davanın başlaması için sunulan delillerin yasal yolla elde edilmemiş, iletişimin gizliliği ilkesini ihlal eden deliller olduğu dolayısıyla bu deliller üzerinden yargılama yapılamayacağı hatırlatıldı.

Hakim mevzubahis uyarlamayı yapan öğrenci hakkında beraat kararı verdi. Gerekçeli kararda böyle bir niyetinin/kastının olmadığı gerekçesiyle sanığın beraatine karar verildiği ifade edildi.

Ceza alması haline HAGB uygulanmasını talep eden sosyal medya kullanıcısına ise 10 aylık ceza verildi. Lehinde HAGB uygulanan sanık 5 yıl başka herhangi bir suçtan ceza almadığı takdirde cezai yaptırım almayacak. 

Neler olmuştu?

2019 akademik eğitim senesinin başında yeni kulüp üyelerine atılan e-postada İstiklal Marşı’nın lubunca kelimelerle yeniden yazılmış bir versiyonunu bulunuyordu. Mail’in gönderilmesinden 1 ay sonra sosyal medyaya düşmüş, hükümete yakın yayın organları tarafından hedef gösterilmişti. Boğaziçi LGBTİ+ Çalışmaları Kulübü (BÜLGBTİ+) ve üyeleri başta olmak üzere LGBTİ+lar aleyhinde büyük bir nefret kampanyası örgütlenmişti. Bir grup, Kuzey Kampüs’te, dışarıdan kimselerin de katılımıyla, basın açıklaması ve İstiklal Marşı okumuştu. Daha sonra yürüyüşe başlayıp Güney Kampüsteki Rektörlüğe kadar gidip dilekçe teslimi yapmak suretiyle kulübün kapatılmasını talep etmişlerdi. Maili atan öğrenci disiplin cezası almıştı. 

Kulüp üyelerinin 1 hafta boyunca evlerinden çıkmaya korktuğu o süreçten tam 2 yıl sonra, 2021 yılında, tam da Boğaziçi Direnişi eylemleri devam ederken savcılık talimatıyla e-postayı atan öğrenci hakkında adli yargılama başladı. 2 yıl süren davada birisi mevzubahis maili yazan, diğeri bir sosyal medya kullanıcı 2 kişi yargılandı. Geçtiğimiz çarşamba günü, 20 Eylül 2023 tarihinde, görülen duruşmada karar çıktı.

tr_TRTurkish
tr_TRTurkish