Staj Programımızın İlk Aktivisti Pride İnfo Center Deneyimini Anlattı
Genç aktivistleri, insan hakları alanında faaliyet gösteren uluslararası sivil toplum kuruluşlarıyla buluşturmayı amaçladığımız staj programının ilk dönemi sona erdi. Staja ilk başlayan aktivist öğrenci temmuz ayı boyunca CivilRightsDefenders Belgrad ofisinin ev sahipliğinde; #EuroPride ve Belgrad Pride için Pride İnfo Center’daki çalışmalarda yer aldı.
Bilkent Üniversitesi öğrencisi Ekin, bu sene 12-18 Eylül tarihlerinde Belgrad’da gerçekleşmesi planlanan ve geçtiğimiz günlerde Sırbistan hükümeti tarafından yasaklanan Euro Pride etkinliklerinin organize edildiği Pride İnfo Center’da temmuz ayı boyunca çalışmalara katıldı. Yasaklama kararına karşı Belgrad Pride‘ın kararlılığını ve dayanışma çağrısını hatırlatan Ekin staj sürecini şu şekilde değerlendirdi:
“Sırbistan’ın başkenti Belgrad’da, Pride Info Center’da çalışmak kesinlikle eşsiz ve hayat değiştiren bir deneyimdi. Bunun ilk sebebi olarak kesinlikle şunu söyleyebilirim: Türkiye içerisinde üniversite öğrencilerine dernekler dışında (yani kurumsaldan uzak) böylesine güvenli bir LGBTQ+ temalı çalışma olanağı sunulması imkansıza yakın. Bir gözlemci kurum olan Civil Rights Defenders’ın ve Avrupa Birliği mensubu ülkelerin desteğiyle çalışan bir ofiste staj yapmak kesinlikle kendi kişisel gelişim ve aktivizmime büyük katkılarda bulundu.
Cis-hetero-patriyarkal sistemimizde LGBTQ+ kimlikli bir üniversite öğrencisi ve çalışan olmak süregelen bir “closet” ya da “coming out” muhakemesi gerektiriyor. Cishet insanlar bana günümüzdeki gelişmelerden minnettar olmam gerektiğini söylerken ne bireysel ne de sosyal medya varlığımda sistemsel şiddete maruz bırakılmadığım bir gün geçmiyor. Bir LGBTQ+ bireyi olmamın kişiliğimin merkezi bir noktası olması ve bunu dile getirmemin yol açtığı ters tepki benim için en görünür örneklerden. Oysaki Pride Info Center’da yaptığım stajda kimliğimin normalize edildiğini görmek ve dayanışmadan ortaya çıkan sevgi bağı bana gelecek aktivizm çalışmaları için büyük bir güç verdi.
Ofise gelen homofobik ve transfobik bireyler yok değildi. Bazen sırf bize küfretmek için uğrayan kişiler oluyordu. Ancak güvenlik görevlimizin ve ofiste yürürlükte olan kuralların etkisi görülebiliyordu. Aynı zamanda polisin LGBTQ+ bireylerin yanında olması, Sırbistan’ın hukuken geçerli ayrımcılık yasaları ve (Türkiye’de imkânsız olacağı gibi) camdan girişi ola bir ofisin, ülkenin en işlek caddelerinden birinde ayakta olması benim için gerçekten, ne kadar keşke öyle olmasa da şok edici bir deneyimdi. Yaşadığım şaşkınlıklar ve ülkeler arası lubunya (Sırpça’da bu kelimenin eksikliğini çok hissettim) dayanışması derken bir ay geçmiş oldu. İki ülkede de açık kimlikli bir lezbiyen olmayı deneyimlediğim için çok şanslı ve minnettarım.
Ofiste üzerinde uğraştığımız günlük işler dışında benim de konuşmacısı olduğum bir na-ikili kimlik paneli, “microlabel”lar hakkında benim yürütüğüm bir müzakere ve EuroPride için yaptığımız hazırlıklar kapsamında sanat atölyeleri oldu. Özellikle bahsettiğim ilk iki etkinlikte konuşmacı olmak, ayrıca da yaptığımız etkinliklerin organizasyonuna yardım etmek beni çok güçlü hissettirdi.”