Koç Üniversiteliler Dayanışması: “Öğrencilerin Yurt İhtiyaçları Karşılanmalıdır!”
Üniversiteler açıldı ancak öğrencilerin barınmaya dair yaşadıkları problemler devam ediyor. Yurt sayılarının ve burs miktarının yetersizliği, ev kiralarındaki ve özel yurtlardaki fiyatların artışı nedeniyle öğrenciler kalacak yer bulmakta zorlanıyor.
Barınamıyoruz diyerek parklarda sabahlayan öğrencilerin seslerini yükseltmesiyle bu sorun ülke çapında tartışılır hale geldi. Bu süreçte bazı belediyeler yeni yurtlar açtı. Hükümet yetkilileri ise önce yurt sayılarını arttıracaklarını açıkladılar; öğrencilere misafirhaneleri bir aylığına açarak geçici çözümler buldular, daha sonra ise “ülkemizde yurt sorunu diye bir sorun yoktur” dediler. Öğrenciler ise bir barınma probleminin var olduğunu ve kalıcı çözümler üretilmesini istiyorlar. Yurt sayılarının artırılmasını, kiraların ve yurt ücretlerinin düşürülmesini, bütçenin eğitime ve yurtlara ayrılmasını, erişilebilir ve hijyenik yurtlarda barınmayı talep ediyorlar.
Bu taleplerle pek çok üniversitede, pek çok ilde barınma haklarının karşılanması için mücadeleleri devam ediyor. Bu mücadelelerden biri de Koç Üniversitesi’nde yaşanıyor. Koç Üniversiteliler Dayanışması ile yaşadıkları bu süreci ve taleplerini konuştuk.
Yurt mağduriyetine karşın taleplerimizi burada belirtiyor ve taleplerimiz sağlanana kadar da okulun ilk gününden itibaren eylemlerimize başlayacağımızı duyuruyoruz! +#KoçÜnilininKalacakYeriYok pic.twitter.com/EOPVdzIfWY
— Koç Üniversiteliler Dayanışması (@kudayanisma) September 14, 2021
Sivil Alan Araştırmaları Derneği: “Yatacak yeriniz yok çünkü yatacak yerimiz yok” diyerek yurtlara dair yaşadığınız problemlerin giderilmesi için başlattığınız eylemler devam ediyor. Eylemlerinizden, yaşadığınız problemlerden ve taleplerinizden bahsebilir misiniz?
Koç Üniversiteliler Dayanışması: Aslında hikayeyi biraz geriye sararak anlatacağız. Pandeminin ortasında okulumuzdaki yüksek lisans ve doktora öğrencileri, okulun kiraladığı lojmanlarından atılarak lisans öğrencilerinin yurtlarına yerleştirildiler. Yurtlarımız online eğitim yüzünden boştu. Fakat okul yüz yüze açılırken, yüksek lisans ve doktora öğrencileri için ayrı lojman kiralanmadı, yurtlarımızda kalmaya devam edeceğimiz duyuruldu. Böyle olunca yurt kapasitesi azalmış oldu. Okulun açılmasına iki hafta kala yurt yerleştirme sonuçları açıklandığında, şehir dışından ve İstanbul’un okulumuza uzak bölgelerinden birçok arkadaşımız yurtsuz kaldığını öğrendi. Koç Üniversiteliler Dayanışması olarak yaptığımız ankette 38’i şehir dışından olmak üzere 300 öğrenciye yurt çıkmamış olduğunu belirledik. Okul yönetimi süreci hiçbir şekilde şeffaf yürütmedi. Bizlere kaç kişilik yurt kapasitesinin olduğu, yurtlarda kalan kaç kişinin yüksek lisans ve doktora öğrencisi olduğu, kaç kişinin yurt için başvuru yaptığı, kaç kişinin yerleştirildiği, bu yerleştirmelerin hangi kriterlere göre yapıldığı açıklanmadı. Okul yönetiminin yurt sorununa dair önerdiği tek çözüm; İstanbul’un sadece belirli noktalarından, belirli saatlerde kalkan, 5000 liralık servisler oldu. Bizler de taleplerimiz oluşturduk ve taleplerimizi dillendirip çadır kurmaya karar verdik. 4 talebimiz vardı:
1. Barınma tüm öğrencilerin hakkıdır. Şehir dışında yaşayan, İstanbul’un uzak bölgelerinde kalan ve yeni girişliler öncelikli olmak üzere öğrencilerin yurt ihtiyaçları karşılanmalıdır.
– Pandemi sonucunda artan talep sebebiyle Koç Üniversitesi, yeni yurtlar inşa etmek zorundadır. Şu anki yurt kontenjanının yeterli olmadığı barizdir.
– Yeni yurtlar sağlanana kadar okula yakın bir bölgeden site, apartman vb. kiralanıp okul öğrencileri en düşük yurt fiyatı üzerinden yerleştirilmeli ve ısınma, elektrik, gibi yurtta karşılanan tüm ihtiyaçları karşılanmalıdır. Bu bölgelerden ücretsiz servisler ayarlanmalıdır.
2. İstanbul’un merkezi yerlerinden servisler ücretsiz olarak ayarlanmalı ve seferler ders saatleri gözetilerek sıklaştırılmalıdır.
3. Koç Üniversitesindeki yüksek lisans ve doktora öğrencileri, geçen sene pandeminin ve kışın ortasında lojmanlarından çıkarıldı. 2021-2022 dönemi başlarken bu öğrenciler kampüs içerisindeki yurtlara yerleştirilmiş durumda ve bu da yurt yetersizliği yaşanmasında etkili oldu. Koç Üniversitesi, yüksek lisans öğrencileri hakları olan lojmanlara yerleştirmelidir ya da alternatif olarak sunduğu kira desteğini gerçekçi/makul bir seviyeye çekmelidir. Yurtlara açılan yerlere lisans öğrencileri yerleştirilmelidir.
4. Koç üniversitesi yönetimi bütün bu süreci şeffaf bir şekilde yürütmelidir.
27 Eylül günü, okulumuzdaki Odeon Meydan’dan rektörlüğe yürüdük ve rektörlük önünde taleplerimizi dillendirdik. Ardından Henry Ford meydana çadırlarımızı kurmak için yürüdüğümüzde önümüze okul güvenlikleri, öğrenci dekanımız ve okul genel sekreteri çıktı. Dekanımız taleplerimizi yazılı bir şekilde aldı, okula ileteceğini söyledi. Bizler de taleplerimizin gerçekleştirileceğine dair atılan somut adımları, yapılan planlamaları okulun tüm bileşenlerine resmî bir açıklama yapana kadar kuracağımız çadırlarda kalacağımızı söyledik. Taleplerimiz üzerine konuşmak yerine dekanımız “Benim derdim çadır” dedi ve çadır kurmaya kalkarsak güvenliğin engel olacağını söyleyerek tehditlerde bulundu. Bunun üzerine kendi aramızda tartışarak karar vermek için güvenliğin ve okul yönetiminden kişilerin yanımızdan uzaklaşmasını istedik. Kendi aramızda konuşmaya başladığımızda aramızda öğrenciye benzemeyen birini fark ettik ve gidip öğrenci kartını göstermesini istedik. Gösteremeyince ve okulla ilgili okul öğrencilerinin bilebileceği soruları cevaplayamayınca güvenliği çağırdık. Güvenlik şahsı sorgulayacağı halde onu bir çember içine alarak güvenli bir şekilde alandan kaçırdı. Bu sırada buna engel olmak isteyen bir arkadaşımız darp edildi. Bu olay yaşandıktan sonra çok öfkelendik ve çadır kurmaya karar verdik. Çadırları kurmamız güvenlik tarafından engellendi. Direniş alanımızda yapmak üzere okul kulüplerimizin katılımıyla etkinlik programı çıkarmıştık. Güvenliğin sürekli başımızda beklemesi ve çadırların üzerinden kalktığımız an saldırması programımızı işletmemizi engellediği için formatı değiştirmeye karar verdik. Direniş masası kurduk. Gün içinde etkinliklerimize devam ettik. Gece boyunca kalmak istedik ama okul yönetimi ve güvenliklerin sürekli taciziyle karşı karşıya kaldık. Saat gece 2’ye geldiğinde dekanımız kalkmazsak rektörün onayıyla kampüse girmiş olan jandarmanın müdahale edeceğini söyledi ve biz de yarın direniş masasını yine kurmak üzere oradan ayrıldık. 2 hafta boyunca her gün rektörlük önünde taleplerimizi okuduktan sonra direniş masamızı kurduk. Kulüplerimizin ve okul öğrencilerinin yaptığı etkinliklerle direniş alanımızı özgürce üretim yapabileceğimiz bir alana çevirdik.
CSSA: Üniversitenizin vakıf üniversitesi olmasının yarattığı farklı sıkıntılar mevcut mu?
K.Ü. Dayanışması: Evet. Okulumuz bir üniversite gibi değil şirket gibi yönetiliyor, bizler de bir öğrenci değil müşteri olarak görülüyoruz. Okul ücreti, yurt ücretleri, yemekhane ücretleri çok yüksek fiyatta. Bunlara oranla, burslar çok az. Maddi konularda sürekli kâr elde etmek üzerinden planlamalar yapılıyor. Yurt sorununun ortaya çıkmasının temel nedeni de kira ödememek için yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin evlerinden atılmasıydı. Kulüp faaliyetlerimiz için okuldan bütçe istediğimizde ihtiyaçlarımızı yazılı olarak veriyoruz ve 2 ay sonra ihale sonucu hangi firmadan satın alacaklarını belirleyip satın alıyorlar. Bu, en ufak bir ihtiyacımız için bile geçerli. Genel olarak, üniversite bir ticarethane gibi yönetiliyor.
CSSA: Kampüsünüz İstanbul’da oldukça uzak bir noktada; İstanbul’da yaşayanlar için dahi aslında bir barınma, yurt problemi var. Yurtlara yerleşemediğiniz durumda yaşadığınız problemler nelerdir, barınma hakkınızı nasıl karşılıyorsunuz?
K.Ü. Dayanışması: Kampüsümüz bildiğiniz gibi şehre oldukça uzak ve ormanın içinde. Böyle olunca barınma ihtiyacımızı karşılayabilmek için imkanlar da kısıtlı oluyor. Yurt çıkmadığı takdirde yakınlarda kalabileceğimiz KYK yurdu veya herhangi bi özel yurt yok. Bu noktada tek çare okula yakın sitelerde 1+0 dairelere aylık 6-7 bin liradan başlayan kiralar ödeyerek konaklamak oluyor. Birçok arkadaşımız yüksek kiraları karşılayamadığı için, 3 saat süren yolculukla okula gelmeyi tercih ediyor.
CSSA: Barınamama problemi eğitim hakkının da ihlaline yol açabiliyor. Yurtlara yerleşemediği için eğitim hakkından da mahrum kalan öğrenciler var mı?
Birçok arkadaşımız şehir dışında yaşadığı için veya günün büyük bir zamanını yolda harcamak istemediği için online eğitime mahkum bırakılıyor. Ayrıca kulüp faaliyetlerinin çeşitliliğiyle ünlü üniversitemiz, bu arkadaşlarımızı kulüplerde üretim yapmalarından da alıkoymuş oluyor.
CSSA: Yaptığınız eylemlerde zaman zaman özel güvenlikle karşı karşıya kaldınız. Hatta geçtiğimiz haftalarda eşyalarınıza el konuldu yönetimin ve özel güvenliğin bu tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
K.Ü. Dayanışması: Bu süreçte elbette güvenlik tarafından saldırılara maruz kaldık. Pankartımızı ve dövizlerimizi parçaladılar, eşyalarımızı çaldılar vb. Bu saldırılarla karşılaştığımızda her seferinde başka bir yol bularak direnmeye devam ettik. Pankartı masaya koyamazsınız dediler yere yapıştırdık, masayı açamazsınız dediler pankartımızı üzerimize dolayıp fakülte fakülte yürüdük derdimizi okul öğrencilerine anlattık…Okul güvenlikleri, direnişimizin 4. gününde direniş masasından eşyalarımızı çaldı. Çaldı diyoruz çünkü bunu bir el koyma olabilmesi için tarafımıza eşyalarımıza hangi gerekçeyle, kim tarafından, kimin emriyle el konulduğunun açıklanması gerekirdi. Bizlere hiçbir açıklama yapılmadığı gibi her zaman açık olan kayıp eşya ofisine gittiğimizde ofisin o gün kapalı olduğu söylendi. Rektörle görüşmek istediğimizde her zaman elimizi kolumuzu sallaya sallaya girmek istediğimiz “rektörlük binasına girmenin öğrencilere yasak” olduğu önümüze dikilen güvenlik tarafından söylendi ve “işlem” ile tehdit edildik. Rektörlüğe ve güvenlik şeflerine attığımız maillere hiçbir şekilde dönüş yapılmadı. Çalınan eşyalar arasında 2 sene önceden orada duran Kadın Dayanışma Kulübünün pankartı ve LGBTİ+ bayrağı da bulunmakta. Koç Kadın Dayanışma ve KUİR kulüplerine de aynı şekilde hiçbir açıklama yapılmadı. Suç duyurusunda bulunmak için okula jandarma çağırdığımızda, rektör izin vermediği için jandarma kampüse giremedi. Bu saldırıların nedenini biliyoruz. Haklı taleplerimizi dile getirmemizden , süreci yönetemediklerini gözler önüne sermemizden korkuyorlar. Eşyalarımızı çalarak bizleri engelleyebileceklerini sandılar ama aksine direnişimizi daha da büyüttük.
CSSA: Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
K.Ü. Dayanışması: Okul yönetiminin bu süreçte aldığı tüm tutumlar öğrencilerin hafızasına kazındı. Bugün yurt direnişimize engel olmak istediler çünkü yarın başka bir sorun için bir araya gelmemizin önüne geçmek istiyorlar, geçemeyecekler. Direnişimizin 3. haftasındayız hâlâ rektörlükten bir açıklama yapılmadı. Somut bir adım görene kadar taleplerimizde ısrarcıyız.
Koç Üniversiteliler Dayanışması olarak, Koç Üniversitesi bileşenlerinin sesi olduk ve olmaya devam edeceğiz. Mücadeleye devam!