Öğrencilerin 1 Mayıs’ı
1 Mayıs işçilerin birlik, mücadele ve dayanışma günü ya da en bilinen haliyle işçi bayramı! Her ne kadar işçilerin 8 saatlik iş günü mücadelesinin kazanılmasıyla başlayan bir tarihi varsa da bugün artık bütün dünyada mücadele edenlerin işçilerle beraber meydanlara çıktığı ve kendi taleplerini dile getirdiği bir gün. Öğrenciler de diğer toplumsal kesimler gibi her yıl 1 Mayıs’larda meydanlara çıkarak kendi sözlerini, taleplerini ve mücadele başlıklarını duyurmaya çalışıyor. 2023 1 Mayıs’ına iki gün kalmışken biz de üniversite öğrencileriyle 1 Mayıs’ı konuştuk. Neden katılıyorlar, ne istiyorlar?
İstanbul Üniversitesinde Fen-Edebiyat Fakültesinde hazırlık öğrencisi olan Esin bu yıl ilk defa 1 Mayıs’a katılanlardan. Üniversiteye hazırlanırken de geldiğim zaman da sürekli zorluklarla karşı karşıya kaldım, diyor. “Hayatımız hakkında keyfi kararlar veriliyor, sınav sisteminden tut da online eğitime kadar. Bize soran yok ama bütün kararlar bizimle ilgili aslında. Bu kararlara karşı çıkmaya çalışıyoruz hep ama pek sonuç değişmiyor. 1 Mayıs’a bu sebeplerle katılıyorum. Herkes gibi biz de bu keyfi kararlardan kurtulmak istiyoruz ve bunu bir kez de hep beraber söyleyebileceğimiz bir alan 1 Mayıs…”
Gerçekten de özellikle geride bıraktığımız üç yıl boyunca öğrenciler hükümetin tamamı keyfi denilebilecek kararları karşısında çok defa itirazlar geliştirdi. Boğaziçi Üniversitesi’ne Melih Bulu’nun kayyum rektör olarak atanmasıyla başlayan itiraz dalgası bütün ülkeye hızlıca yayılmıştı, dün gibi aklımızda bu süreçler. O günden bu yana öğrenci hareketinin içinde yer alan Hasan da 1 Mayıs’a katılma nedenini bu direnişlerle açıklıyor.
“Biz normal normal okula gidip gelen öğrencilerdik, sonra bir baktık bütün ülke bizi konuşuyor. Her şeyden önce bunu yapabildiğimiz için değişik bir gurur hissediyorum. Boğaziçi Direnişi başladığından beri bir sürü arkadaş gibi benim de hayatım değişti. Siyasetle daha çok ilgilenmeye başladım. Bugün üniversite öğrencilerinin sadece kendileriyle ilgili değil ya da kendilerini ilgilendiren konularda değil, toplumun genelini ilgilendiren konularla ilgili de ses çıkarmasını önemli buluyorum. Bu yüzden katılıyorum.”
Örgütlü ve örgütsüz olarak yüzlerce öğrenci katılıyor 1 Mayıs’a. Ama bazı öğrencilerin katılma tarzı bambaşka, onlar hem eylemci hem gözlemci olarak katılıyorlar. Ankara Üniversitesi Gazetecilik Bölümü öğrencisi Beyza bu öğrencilerden biri. “Bir sürü sebeple katılıyorum aslında.” diyor. “Öğrenci olarak kendi sözüm ve taleplerim var, müstakbel bir gazeteci olarak mesleki taleplerim var, aynı zamanda bir öğrenci gazetesi çıkaracağız, oraya haber yapacağım. Bana sorduğunuz soruyu (1 Mayıs’a sen neden katılıyorsun?) ben de 1 Mayıs’a katılan başkalarına özellikle de öğrencilere soracağım yani…”
Bu yılın 1 Mayıs’ına geçen yıllardan farklı olarak biraz yaslı gidiliyor. Depremin üçüncü ayına yaklaştığımız bu 1 Mayıs’ta, deprem bölgesinde gönüllü çalışmalar da devam ediyor. “Ben ilk günden beri Hatay’dayım.” diyor Emin, “1 Mayıs’a da burada, depremzedelerle beraber katılıyoruz. Depremzedelerin yerinde dönüşüm gibi bir talebi var. Bunun için imza çalışması yapıyoruz. 1 Mayıs’ta da bu talebin görünür olması için uğraşıyoruz. Deprem çabuk unutuldu gibi, her şey çok hızlı ilerliyor. Aslında burada bile bir yandan su arıyoruz, bir yandan depremzedelerin haklarını kaybetmemesi için çalışıyoruz. 1 Mayıs’a da hazırlanıyoruz.”
Herkesin farklı gerekçeleri var ama 1 Mayıs’ta on binlerle beraber öğrenciler de meydanlarda olacak. 1 Mayıs 2023’ün bütün toplumsal kesimlerle beraber öğrencilerin de daha çok mücadele ederek kendi haklarını elde edecekleri bir yılın başlangıcı olması dileğiyle…