haber görselleri (6)

“Muhalifsen Barınamazsın!” Minvalinde Bir Yönerge

m.güneş

Geçtiğimiz günlerde Boğaziçi Üniversitesi Yurtlar Yönetmeliği yürürlükten kaldırıldı ve yerine Yurtlar Yönergesi kabul edildi. Boğaziçi akademisyenlerinden ve uzun süre idari görevlerde de yer almış olan Doç. Dr. Zeynep Uysal ile bu değişikliği konuştuk:

Değişiklikler ile esneklik ortadan kaldırıldı

Yaptığımız görüşmede Uysal’ın dile getirdiği ilk husus, yürürlükten kaldırılan belgenin Resmi Gazete’de yayınlanmış bir yönetmelik olması ve temel hükümleri içermesi, yenisinin ise bir yönerge olmasıydı. Uysal, tek başına bu değişiklik büyük bir anlam ifade etmeyebilecekken yapılan ayrıntılı eklemeler ile birlikte düşünüldüğünde uygulamada hareket alanının tamamen ortadan kaldırılmaya çalışılması olarak yorumluyor.

Bürokratik süreçlere dair pek çok düzenlemenin yer aldığı, depozitonun bile ayrı bir maddede belirtildiği, gereksiz detaylara boğulmuş bu yönergenin daha önce üniversitede örneği görülmemiş biçimde mikro ölçekte kontrol sağlamayı amaçladığı söylenebilir. Özellikle disiplin komisyonu ve disiplin süreçleri hakkında eklenen detayları hatırlatarak, zaten disiplin süreçlerinde işletilmesi gereken ve YÖK tarafından yazılmış bir disiplin yönetmeliği varken bu yönergede de detaylı bir biçimde suç tanımlarının yapıldığı, disiplin komisyonunun işleyişine dair adımların yazılı hale getirildiği ve yönerge ile aslında öğrenci üzerindeki kontrolün artırılmaya çalışıldığı, üniversite bileşenlerinin katılımını ortadan kaldıran merkeziyetçi bir politika izlendiği anlaşılabilir.

Dostu değil, düşmanı

Zeynep Uysal şimdiye kadar Boğaziçi’nde tüm süreçlerin komisyonlarca yürütüldüğünü ve bu komisyonların tabandan tavana işleyen mekanizmalar ile tavsiye kararlar aldığını hatırlatarak kabul edilen yönerge ile Yurtlar Komisyonu’nun üniversitenin ilke ve değerlerine ters, teamüllerini ve geleneğini reddeden bir biçimde şekillendirildiğini düşünüyor. Kaldırılan yönetmeliğe bağlı olarak bugüne kadar oluşturulmuş olan tüm örnekleriyle Yurtlar Komisyonu, her fakülteden akademisyen temsilcilerin yer aldığı, idari personel akademisyen dengesini özenle korunduğu bir yapıydı.

Öğrenci ile etkileşimi en fazla olan ve öğrencilerin özgün dertlerinden en çok haberdar olan üniversite bileşenlerinden akademisyenlerin yer aldığı Komisyon, bugüne kadar Boğaziçi yurtlarındaki öğrenci dostu politikalara imkan sağlıyordu.

Yeni kabul edilen yönerge ile, üyelerinin neredeyse tamamı idari personelden oluşan bir Yurtlar Komisyonu tanımlanmış durumda. Zeynep Uysal’a göre, eski yönetmeliğin yanı sıra Boğaziçi Yurtlar Komisyonu Yönergesi’nin de kaldırılarak komisyonun görevlerinin de bu yeni yönergede detaylı olarak yazılması, birebir meseleler üzerinden değerlendirilmesi gereken öğrenci sorunlarının tek bir kalıba sokulmasına Komisyon tarafından üretilecek öğrenci dostu politikaları ve güncel sorunlara karşı alınacak acil önlemleri engelleyecek bir durumun yaratılmasına neden olacak . 

Kaldı ki Yurtlar Komisyonu içerisinden oluşacak Disiplin Komisyonu da ilki gibi ağırlıklı olarak idari personelden oluşacak. Zeynep Uysal’a göre yine üniversite tarihinde görülmemiş bir şekilde bu yönerge yüzünden öğrenci ve idari personel karşı karşıya getirilecek. Hatta bu durumun, Yurt Müdürüne tanınan kınama cezası verme yetkisiyle de pekiştirildiğini söylemek mümkün.

Bu kadar detaya rağmen bırakılan belirsizlikler

Özellikle disiplin suçlarına dair olan maddeleri incelerken Zeynep Uysal, alkol kullanımı ve sarhoşluk hali gibi bazı suçların(?) cezai yaptırımlarının arttırıldığını dile getiriyor. Genel olarak, disiplin hususunda, art niyetli bir biçimde, bu kadar çok detaylandırmaya gidildiğini ve üniversitedeki sosyal hayatın ciddi anlamda bu yönerge aracılığı ile kontrol altına alınmaya çalışıldığını söylemek mümkün.

Personele yönelik “tehdit”, “hakaret”, “görevini yapmaya engel olmak” gibi tanımı belirsiz ifadelerin de yer aldığını hatırlatan Uysal, bunların ciddi anlamda öğrenci aleyhinde hak ihlaline yol açabilecek  ifadeler olduğunu ve orantısız yaptırımlara tabi tutulduğunu da düşünüyor. 

Yine, “toplu dilekçe vermeye zorlamak”, “yurdu amacı dışında kullanmak”, “yasadışı örgütlere üye olmak” gibi ancak adli süreçlerle ispatı mümkün olabilecek ucu bucağı belirsiz ifadelerin bulunduğu bu yönerge muhalif öğrenciyi ciddi anlamda tehdit ediyor. İçişleri bakanlığı tarafından çıkartılan genelgede kadın çalışması yapan toplulukların terör örgütü olarak ele alındığını hatırlarsak bu yönergenin öğrenci hareketliliğini engelleme niyetiyle yazılmış olduğunu değerlendirmek de mümkün.

En tehlikeli detay

Zeynep Uysal’a göre tüm yönetmelik içinde en tehlikeli unsur 18. maddenin c bendi:

“Yurtlar Komisyonu yurtta kalmasını uygun görmediği öğrencinin yurtla ilişiğini gerekçeli bir karara dayanarak kesebilir veya yurda alınmasını yasaklayabilir,”

“Gerekçeli karar”dan kastın ne olduğunun yazılmadığı, gerekçe olarak herhangi bir yönetmeliğe referans verme zorunluluğu belirtilmediği, “uygun görmeme”ye neye dayanarak karar verileceğinin ortada olmadığı bu belirsizlikler yumağı madde sayesinde keyfi biçimde öğrencilerin barınma hakkı ihlal edilmeye açık hale geliyor. Öyle ki bu maddeye dayanarak geri dönüşü mümkün bir uzaklaştırma değil,  ebedi bir men kararı alınabiliyor olması da çok ciddi bir tehlike olarak görünüyor.

boğaziçi-yurt-yönetmeliği-karşılaştırma-3

tr_TRTurkish
tr_TRTurkish