COVID-19 Salgını Önlemleri Öğrencileri Daha Fazla Mağdur Etmesin!
COVID19 salgınından önce birçok üniversitede yaygınlaşan kantin eylemleri, öğrencilerin deneyimledikleri gelir eşitsizliğinin yalnızca görünen kısmıydı. Bursların yetersizliği, geçici işlerde çalışmak zorunda oldukları için eğitimine doğru dürüst devam edememek, kiraların sürekli yükselmesi, yurtlardaki sıkıntılar ve bursların krediye dönüp öğrencilerin sırtına genç yaşta kredi yükü bindirmesi, gelir eşitsizliğini ve eğitim hakkına erişimdeki adaletsizliği derinleştiriyordu. Ne yazık ki, COVID19 salgınına karşı alınan tedbirler bu derinliği kat be kat arttırdı.
Karantina merkezlerine çevrilmek üzere boşaltılan yurtlardan çıkarılan öğrenciler nereye gitti? Ailesi olmayan ya da ailesinin yanına dönemeyen öğrenciler nerede kalacak? Birçok ekonomik faaliyetin durmasıyla güvencesizleşen ailelerine katkıda bulunmak için çalışmak zorunda kalan öğrencilere ne olacak? Ya da ancak çalışarak eğitimini sürdürebilen, kirasını ödeyen, hayatını idame ettiren ve işsiz kalan öğrenciler ne yapacak? Peki ya COVID19 ile enfekte olan öğrenciler? Onların sayısını biliyor muyuz? Tüm bu geçim sıkıntısı, sağlık ve güvenlik riskinin yanı sıra öğrencilerin uzaktan eğitime erişiminin belirsizliği artırıyor. İnternet, yazılım ve bilgisayara erişimdeki eşitsizlik nedeniyle öğrencilerin yalnızca bir kısmı derslerine devam edebiliyor. YÖK’ün bu kaynaklara erişimi olmayan öğrencilere kayıt dondurma seçeneği sunması ve yurtta kalmadıkları ayların ücretlerini geri vermesi ise bir çözüm değil. Geliri yeterli olmayan öğrencilerin diğer öğrencilerden geç mezun olması bir eşitsizliğe yol açmayacak mı? Hele ki ekonomik hayata bir an önce atılmalarını şart koşuyorken? Devlet kurumlarının öğrencilere lütufta bulunur gibi yardım etmesini değil, hak ettikleri koşulları garanti etmesini bekliyoruz.
COVID19 salgınına karşı alınacak önlemler, halihazırda güvencesiz ve eşitsiz koşullarda eğitim gören öğrencileri mağdur etmemelidir. Eğitimin kesintisiz devam etmesi için, gelir dağılımındaki ve kaynaklara erişimdeki adaletsizliği göz önünde bulunduran, yapıcı ve nitelikli çözümler geliştirilmelidir. Öğrencilerin öğrenim hayatlarını sağlıklı ve güvenli sürdürebilmesinin yolunun yapısal eşitlikten geçtiği göz ardı edilmemelidir. Topluma evde kalmasını ve kişinin kendi OHAL’ini ilan etmesini salık vermek, öğrenciler gibi güvencesiz ve korunmasız bireylerin ihtiyaçlarını yok saymaktır. Öğrencilerin kendi ayakları üzerinde duran bireyler olabilmesi, ekonomik ve tıbbi güvencelerini sağlamakla mümkündür. Bu nedenlerle öncelikli ve acil olarak öğrencilerin eğitim ve yaşam haklarının sağlıklı bir şekilde korunması adına pandemi süresince bursların krediye çevrilmesi durdurulmalı, bu süre zarfında yapılan kredi ödemeleri burs olarak kabul edilmeli, katkı ve öğrenim kredi geri ödemeleri faizsiz olarak dondurulmalı, ek barınma imkanları sağlanmalı ve kira yardımı yapılmalıdır.