FOtl2XRX0AwaJ1F

Abluka Hukuk Fanzini: “Hukuku ablukaya almaya çalışanlara karşı hukuksuz kararları teşhir etmeye devam!”

Bugün 24 Ocak Tehlikedeki Avukatlar Günü. Tarihi, 24 Ocak 1977’de faşist Franco yanlıları Madrid’de bir avukatlık bürosunu basıp dördü avukat biri hukuk öğrencisi 5 kişiyi öldürmesine dayanıyor. Yıllardır 24 Ocak günü, dünyanın birçok ülkesinde hem katledilen avukatları anmak hem de baskılar sebebiyle tehlike altında görevlerini yapan avukatlara dikkat çekmek için eylem ve etkinlikler gerçekleştiriliyor. Her yıl bir yoğun baskı altında olduğu bilinen bir ülkenin avukatlarına adanan Tehlikedeki Avukatlar Günü bu yıl Afganistan’da Taliban yönetimi altında görevini sürdüren avukatlara adandı. 2012 ve 2019 yıllarında ise Türkiye’deki avukatlara adanmıştı. Biz de bu vesileyle mikrofonu hukuk öğrencilerinin elbirliği ile çıkardıkları Abluka Fanzin‘e uzattık ve 24 Ocak’ı, baskıları, kampüslerdeki durumu konuştuk.

24 Ocak Tehlikedeki Avukatlar Günü’nde, her yıl bir ülkedeki avukatların üzerindeki baskıya dikkat çekmek amacıyla etkinlikler ve eylemler gerçekleştiriliyor. Daha önce iki kere de Türkiye’deki avukatlara adanmıştı. Siz Türkiye’deki avukatların üzerindeki baskıları nasıl değerlendiriyorsunuz ve bu baskıdan hukuk öğrencilerinin payına ne düşüyor?

Hukukun üstünlüğü ve bağımsız yargı ilkeleri hiçe sayılarak mahkemeler siyasal iktidarın kararlarıyla baskı altına alınıyor. Bunun sonucunda özellikle hukuku bir toplumsal mücadele alanı olarak gören avukatlar bu baskı rejiminin hedefi haline geliyor. Siyasal iktidar avukatları mesleklerini yaptıkları için cezalandırıyor; avukatlar tutsak ediliyor, ruhsatları gasp ediliyor, mahkeme salonlarına alınmıyor. Bizler de hukuk fakültesi öğrencileri olarak bu baskı rejiminden etkileniyoruz. Hocalarımız akademik faaliyetleri yüzünden ihraç ediliyor, sıra arkadaşlarımız okul içinde eylem ve ifade özgürlüklerini kullandığı için disiplin soruşturmalarına maruz bırakılıyor. İfade, eylem ve örgütlenme özgürlüğümüzü kullandığımız için ruhsat gaspı tehdidiyle karşı karşıya kalıyoruz.

Türkiye’de açılan davalar ve çıkan sonuçlar, hukuki işleyiş her zaman büyük tartışmalar yaratıyor; fakültelerde öğretilen hukuk ise bambaşka. Hukuk öğrencilerinin öğrendikleri ve uygulamada gördükleri arasındaki bu büyük farkın nasıl etkileri oluyor?

Sistemin bize öğrettiği ve kabul ettiği hukukla uygulamadaki hukuk arasında büyük farklar olması, doğal olarak pek çok öğrencinin hukuk sistemindeki hakkaniyet, adalet gibi kavramlara olan inancını sarsmakta. Hukukun kabul ettiği üstün ilkelerin salt belli toplumsal kesimler için işlediği ve genel olarak farklı muamelelerin söz konusu  olduğu düşüncesi daha da yaygınlaşıyor. Böyle bir düşüncenin geleceğin hukukçuları olan hukuk fakültesi öğrencileri arasında yaygınlaşması ve hukuk sistemindeki “hukuksuzluk”ların giderilemeyeceği yönündeki karamsar bakış açısı öğrencilerin hukuktan olan beklentilerini ciddi anlamda azaltmakta ve hukuku salt maddi geçimlerini sağlayabilecekleri bir alan olarak ele almasına yol açmakta.

Hukuk öğrencileri, toplumsal hareketlerin ve öğrenci hareketinin önemli bir parçasını oluşturdu her zaman. Bu açıdan bugünkü durumu nasıl görüyorsunuz? Hukuk öğrencileri kampüste ifade, eylem, örgütlenme özgürlüğünü nasıl kullanıyor, kullanabiliyor mu?

Kampüslerde üniversitelilerin tümünü kapsayan ve etkisini her geçen gün artıran bir “disiplin soruşturması tehdidi”nin mevcut olduğunu söyleyebiliriz. Hukuk fakültesi öğrencileri ek olarak ruhsat gaspı tehdidiyle de yüzleşmek durumunda kalıyor, makbul öğrenci kalıbına sokulup özneliğini yitirmesi hedefleniyor. Bizler amfilerimizden ayrıldığımız andan itibaren derste öğrendiğimiz hukukun sadece kağıt üstünde kaldığı gerçeğiyle yüzleşiyoruz. Maruz kaldığımız hukuksuzlukları teşhir etmek istediğimizde muğlak suç tanımları barındıran yönetmeliğe dayandırılan disiplin soruşturmalarıyla susturulmaya çalışılıyoruz. 

Kampüslerimizin dört bir yanına yerleştirilen kameralar ve x-raylerle üniversite bütçesini bizleri kriminalize etmek için harcayan kayyum rektörler, ifade eylem ve örgütlenme özgürlüğümüzün önüne set çekmeye çalışıyor. Düzenlediğimiz basın açıklamaları, hukuksuzlukları teşhir ettiğimiz bildiriler, sıra arkadaşlarımızı birlikte mücadele etmeye çağırdığımız afişler suç unsuru sayılıyor. Tüm bu tehditlere rağmen hukuk fakültesi öğrencileri olarak üniversitedeki ve memleketteki adalet mücadelesine omuz vermeye, hukuksuzlukların karşısında durmaya devam edeceğiz.

Üniversitelileri kriminalize etmenin bir aracı olan yönetmelikler, genelgeler bizim nezdimizde hükümsüzdür: Haklarımızdan vazgeçmiyoruz, kayyumların  tehdidiyle yılmıyoruz.

Bu konuştuğumuz sorunlar karşısında siz nasıl çalışmalar yapıyorsunuz ve önümüzdeki dönem nasıl bir mücadele hattı izleyeceksiniz?

Abluka Hukuk olarak değindiğimiz tüm bu sorunlar karşısında kampüs içinde ve dışında çalışmalar yürütüyoruz. Halizhazırda ilkini çıkardığımız ve ikinci sayısını hazırlamakta olduğumuz, fakültelerimizdeki ve memleketteki sorunlara değindiğimiz bir fanzin çalışmamız var. Adaletsizliğin had safhaya ulaştığı bu süreçte toplumsal davaları takip etmeyi değerli görüyoruz, bu davaları derlediğimiz dava kitapçıklarını meydanlarda ve fakültelerde dağıtarak hukuki sürecin “hukuksuzluğunu” teşhir etmeyi amaçlıyoruz. Görülmeye devam eden davaları adliyelerde takip ederek basın açıklamalarını ve dava detaylarını Twitter hesabımız aracılığıyla paylaşıyoruz. Hukuk alanında üniversite ve memleket gündemini haftalık olarak derlediğimiz “Adalet Bülteni” yoluyla gündemi sokaklarda, fakültelerde görünür kılarak herkese ulaştırmaya çalışıyoruz. Yargının baskı altında karar aldığı bu dönemde fakültelerde bize öğretilen bilgilerin uygulanmadığı uzun dava süreçleriyle karşı karşıya kalıyoruz. Bu davaların avukatlarıyla iletişime geçerek dava sürecine dair atölyeler yapıp pratikte yapılan hukuksuzlukları inceliyoruz. 

İlerleyen süreçte yine sıra arkadaşımızla yan yana gelerek alınan hukuksuz kararları teşhir etmeye, adaleti ve hukuku ablukaya almaya çalışanlara karşı mücadelemizi sürdürmeye, adalet mücadelemizi büyütmeye devam edeceğiz. 

tr_TRTurkish
tr_TRTurkish