Röportaj: Berna Akkızal ile Türkiyeli Gençliğinin Daralan Sivil Alandaki Mücadelesi Üzerine, EED*
Aşağıdaki röportaj, Avrupa Demokrasi Vakfının (EED/ European Endowment for Democracy) #FirstPersonStories projesi kapsamında, Berna Akkızal ile yaptığı röportajın çevirisidir. Röportajın İngilizcesine buradan ulaşabilirsiniz. Çeviri Ayşegül Çura tarafından yapılmıştır.
Berna Akkızal ve Sivil Alan Araştırmaları Derneği
Türkiyeli gençliğinin daralan sivil alandaki mücadelesini desteklemek
Sivil Alan Araştırmaları Derneği, Türkiye’deki öğrencilerin toplanma ve ifade özgürlüklerini gittikçe daralan bir sivil alanda kullanabilmelerini sağlamak için mücadele ediyor.
Berna Akkızal, Türkiye’nin demokratik geleceğinin bugünün gençliğine bağlı olduğuna inanıyor. Oysa şu anda 70.000 öğrenci genç Türkiye hapishanelerinde tutuluyor.
Akkızal’ın başkanı olduğu Sivil Alan Araştırmalar Derneği’nin (CSSA) ilkesi şudur: “Sivil mekan bireylerin katıldığı, ifade ettiği, toplandığı, haber aldığı yerdir.”
Ancak bugün Türkiye toplumunda, özellikle üniversitelerde sivil alan giderek daha çok risk altındadır. Üniversiteler, toplum üzerindeki hakimiyetini güçlendirmek isteyen, baskıcı bir hükümete karşı mücadele alanı haline gelmiştir.
Akkızal’ı 2018’de CSSA’yı kurmaya teşvik eden de sivil alanın daralmasıydı. Derneğin amacı, siyasi baskıya maruz kalan öğrencileri desteklemektir.
Akkızal, derneğin ana hedeflerinden birinin temel sivil özgürlükleri ve bunların Türkiye’deki ihlallerini izlemek olduğunu açıklıyor. Sadece medya özgürlüğünün değil, sivil alanın diğer iki ayağının da tehlikede olduğunu vurguluyor; toplanma özgürlüğü ve örgütlenme özgürlüğü.
EED ile görüşen Akkızal, şu açıklamayı yapıyor: “Sivil alan, toplumda her bireyin görüşlerini ifade edebileceği, bir dernekte örgütlenebileceği, aktif olabileceği ve protestoya katılabileceği bir alandır. Bunlar demokrasideki temel eylemlerdir.”
Bu rolü başka hiçbir kuruluş üstlenmediği için CSSA’nın sivil alana öğrenciler açısından bakmaya karar verdiğini anlatıyor. “Anlamlı bir demokratikleşmeye ulaşmak istiyorsak, öğrencilerin sivil aktivizme katılma hayalleri ve heveslerinin çok önemli olduğunu unutmamalıyız” diyor.
Farklı öğrenci mücadelelerinin aktörleri ve güçlendiricileri olarak öğrenci kulüpleri
2019 sonbaharında CSSA, ifade özgürlüğü, cinsiyet eşitliği ve LGBT hakları gibi konularda çalışan aktivist öğrenci kulüpleri ve dernekleri ile iletişime geçerek öğrencilerle buluşmaya başladı. Akkızal, CSSA’nın öğrencilerin siyasi ve sivil aktivizmlerinin yanı sıra kimlikleri, cinsiyetleri, etnik kökenleri ve cinsel yönelimleri nedeniyle zorluklarla karşı karşıya olduklarını kısa sürede ayrımsadığını anlatıyor.
Politik açıdan aktif öğrenciler, hayatlarını birçok yönden ciddi biçimde etkileyen yan etkilerden muzdariptir. Burslarını, yurtlardaki odalarını ve uzun vadeli kariyer imkanlarını kaybetme riskiyle karşı karşıyadırlar. CSSA, ihlalleri ve saldırıları izleyerek, hukuki yardım sağlayarak, onlara örgütlenmeleri ve kendilerini savunmaları için araçlar sunarak bu aktivist öğrencileri desteklemektedir. Dernek aynı zamanda öğrencilerin yasal davalarını da takip ettiği için; CSSA hukuk danışmanı Baran Kaya, hukuki tavsiye ve danışmanlık arayan öğrenciler için önemli bir referans noktası haline gelmiştir.
Üniversiteler artık ifade özgürlüğü ve serbest tartışma alanları olmaktan çıkmış, akademi merkezi ideolojik bir savaş alanı ve hükümet baskısının hedefi haline gelmiştir. Bu, sadece akademisyenleri değil öğrencileri de etkilemektedir.
“Özgür düşünce ve ifade alanı yetkililer tarafından daraltıldıkça Türkiye’deki eleştirel bilgi üretimi ve öğretimi daha nadir bulunur hale geldi. Sansür var. Tutuklamalar var ve öğrencilere karşı uygulanan birçok idari ve yasal prosedür var. CSSA, bu önlemlere karşı savaşmak amacıyla ihtiyaç duydukları bilgi ve araçları onlara sağlamak için öğrencilerle birlikte çalışıyor” diye açıklıyor Akkızal.
Geçtiğimiz iki yıl süresince dernek çalışmalarıyla iz bıraktı. Akkızal “CSSA, atölye çalışmaları düzenlemek isteyen veya yasal yardıma ihtiyaç duyan öğrenciler için başvurulabilecek bir platform olmaya başladı. Öğrencilerin birbirleriyle ve diğer STK’lar, dernekler ve üniversitelerle bağlantı kurabileceği bir yer oldu” diye açıklıyor.
CSSA’n’ın çalışma arkadaşları arasında, LGBT üniversite kulüplerinden kadın sorunları üzerine çalışanlara dek çok farklı gruplardan bireyler var. Ve onlar, organizasyonları çalıştıkları konuya göre eşleştirmek ve bir dayanışma ağı oluşturmak amacıyla “Kampüste İfade Özgürlüğü” projesi ile bu farklı öğrenci gruplarını bir araya getirdiler.
Covid-19’un ortasında çevrimiçi eğitime eşit olarak erişebilme mücadelesi
Geçmişte CSSA, kendi tesislerinde öğrenciler için toplantılar düzenledi, ancak Covid-19 salgını ile bunlar artık çevrimiçi hale getirildi ve bu da zorluklara neden oldu. Öğrenciler evlerine dönmek zorunda kaldı, bu bazı bireyler -örneğin LGBT bireyler- için öğrenci kulüplerine alenen katılmayı zorlaştırdı.
Çevrimiçi eğitim de ayrı bir sorun haline geldi. Tüm öğrenciler dizüstü bilgisayarlara veya internet bağlantılarına erişemiyor ve üniversiteler çoğunlukla nitelikli bir çevrimiçi eğitim sağlayamıyor. CSSA, salgına rağmen risk altında olanların seslerini duyurabilmeleri için yollar bulurken, eğitimde eşit fırsatlar için kampanya yürütmeleri konusunda öğrencilere destek vermeye devam ediyor.
CSSA, birkaç üniversiteyi hedefleyen yakın tarihli bir kampanyada, öğrencilerin kopya çekme olasılığına karşı çevrimiçi sınavlar sırasında kamera ve mikrofon takma zorunluluğu getirilmesini protesto etmelerine destek oldu. Öğrenciler, bu zorunluluğun özel veriyi koruma mevzuatını ihlal ettiğini ve öğrencilerin ekipmana erişememesini dikkate almadığını savundular. Birkaç başarılı sosyal medya kampanyası yardımıyla bu önlemlere karşı mücadele ederek kazandılar.
Başka bir girişimde, CSSA öğrencilerle birlikte, kulüp etkinliklerine katılmanın daha güvenli yollarını buldu, örneğin, LGBT öğrencilerin cankurtaranı olan çevrimiçi toplantılarını sohbet ve yazılı iletişime dönüştürmek gibi…
CSSA’nın geleceğe yönelik planları sorulduğunda Akkızal, “Haber yayınlayabilecekleri ve daha geniş bir kitleye ulaşabilecekleri bir öğrenci haber portalı kurmak istiyoruz. Öğrencilerin haber üretimine sahip çıkmalarını, bilgiyi yaymalarını ve üniversitelerde olanları izlemelerini istiyoruz. Aynı zamanda en savunmasız öğrencileri, özellikle de azınlık mensuplarını korumaya devam edeceğiz.” yanıtını veriyor.
Akkızal, yeni bir dernek olarak gelişirken CCSA’ya, EED’nin sağladığı fona teşekkür borçlu olduklarını belirtiyor. “Ana ekip için kira ve maaş ödemek konusunda endişelenmemize gerek kalmadı, bu büyük bir rahatlama oldu. Fonlar sayesinde öğrenci organizasyonlarının haritasını çıkaran bir proje geliştirdik ve sosyal medyaya erişimimizi artırdık” diyor.
*Avrupa Demokrasi Vakfı (EED/ European Endowment for Democracy), 2013 yılında Avrupa çevresi, Batı Balkanlar ve ötesinde demokrasiyi geliştirmek için uluslararası bir vakıf fonu olarak Avrupa Birliği ve AB üye devletleri tarafından kurulan bağımsız bir kuruluştur.