1 Ocak günü yayınlanan bir kararla, Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğüne Melih Bulu’nun atanmasıyla başlayan protestolar sürüyor. Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin çağrısıyla başlayan eylemler, önce İstanbul’daki birçok üniversiteden yüzlerce öğrenciyi ve hemen ardından da farklı illerdeki öğrencileri harekete geçirdi. 3000’den fazla öğrencinin katıldığı ilk protestolardan sonra, çok sayıda gözaltı olmuştu; ancak direniş sürüyor.

Boğaziçi Dayanışması, ilk günlerin ardından direnişin nereye doğru gitmesi gerektiğine dair bir öneriyle beraber bir açıklama yayınladı. Açıklamada “Her öğrenci kendi okulundaki kayyuma karşı direnmelidir” diyen Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri, herkesi direnişe geçmeye davet ediyor.

Açıklamanın tam metni şöyle:

“Boğaziçililer olarak Boğaziçi direnişini büyüten ve destekleyen herkese teşekkür ediyor ve sesimizi çoğalttıkla için selamlıyoruz! Biliyoruz ki kayyumlar yalnıza Boğaziçi Üniversitesi’ne atanmıyor. Kayyum atanan her okuldaki her öğrenci kendi okulundaki kayyuma karşı direnmelidir. Boğaziçililer, her üniversiteden öğrencileri kendi bileşenleriyle birlikte kendi üniversitelerinde direnişe geçmeye davet ediyor. Bu direnişler, özgür demokratik yaşam sahalarımız için hak taleplerimizi duyurmak adına kitlesel olarak büyütülmelidir. Üniversite bileşenleri kendilerini yönetmek için irade koymalı, üniversitelerinde demokratik rektör seçimi için ısrarla mücadele etmeli ve ayağa kalkmalıdır. Boğaziçi direnişi, kampüslerimizde ve meydanlarda omuz omuza sürmeye devam edecektir. Kayyumların gidişini kendi kampüslerimizde, antidemokratik uygulamaları ve yasaları ise meydanlarda hep birlikte değiştireceğiz. Şimdi ise #RektörlükSeçimleriYapılsın ile çağrımızı yayıyoruz. Bir kez daha söylüyoruz: Kurtuluş yok tek başına; ya hep beraber, ya hiçbirimiz!”