ODTÜ Öğrencisi Hazel’in Belgrade Pride Staj Deneyimi
Ben Hazel Azaklı. ODTÜ’de Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi öğrencisiyim ve kendimi transfeminist olarak tanımlıyorum. 2024 yazında Sivil Alan Araştırmaları Derneği’nin Freedom House destekli genç aktivistlere yönelik staj programı sayesinde Civil Rights Defenders’ın Belgrade Pride ofisinde 1 ay boyunca çalışma fırsatı elde ettim.
Türkiye’de yaşamını sürdüren bir trans kadın olarak politikayla, insan hakları savunuculuğuyla ve kuir aktivizmle yollarımın kesişmemiş olması neredeyse imkansız bir durum diyebilirim. Yaşamın her alanında gerek toplum gerek de devlet tarafından sistematik olarak trans+’lara yönelik sürdürülen nefret politikalarına karşı farkındalığımın arttığı süreç itibariyle kendimi feminist mücadelenin içinde buldum. Var etmeye çalıştığım aktivist kimliğimi destekleyen bu staj programı sayesinde Sırbistan’daki kuir aktivistlerle bir araya gelme fırsatı elde ettim. Bu süreçte şunu gördüm ki dünyanın en gelişmiş ülkelerinde yaşasak dahi sorunlarımız, ihtiyaçlarımız, mağduriyetlerimiz ortak ve ilişkili. Her ne kadar Sırbistan’da LGBTİ+ hakları edinilen kazanımlarla Türkiye’ye kıyasla iyi durumda olsa da maalesef ki günlük hayatta yaşadığımız sıkıntılar aynı. Gün içinde Pride Info Center’a gelen ziyaretçilerle ettiğimiz sohbetlerde yaşantılarımız ve aktivizm üzerine fikir alışverişi yaparak bunu daha da net gördüm.
Pride Info Center’da çalıştığım süreç boyunca blog yazıları yazma, gelen ziyaretçileri ağırlama, sosyal medya etkileşimlerinden istatistikler elde etme ve Onur Yürüyüşü’nün düzenlenmesinde rol alma vb. birçok görev edindim. 2-8 Eylül tarihleri arasında Belgrad Pride’ın düzenlemiş olduğu çeşitli etkinliklere hem katılma hem de aktif rol alma fırsatım oldu. Bunlardan biri de Onur Yürüyüşü’nden önceki iki gün boyunca gerçekleşen İnsan Hakları Konferansı’ydı. Organizatörlerle ve Onur Haftası gönüllüleriyle birlikte İnsan Hakları Konferansı’nda çalıştım. Bu iki günlük süre içerisinde birçok aktivistle tanıştım ve deneyim paylaşımında bulundum. Belgrad’daki deneyimlerimin en özeli ise hayatımda ilk kez bir polis şiddeti yaşamadan Onur Yürüyüşü’ne katılmış olmamdı. 7 Eylül günü konserler, drag şovları, performanslar ve en önemlisi hayatımda ilk kez ‘yasal’ bir Onur Yürüyüşü’ne katılarak Onur Haftası’nı kutladım. Gün boyunca merch standında çalışarak yüzlerce kuirle tanıştım ve organizasyonda aktif rol alırken o gün yollarımızın kesiştiği bazı arkadaşlarımla ise kalıcı dostluklar kurmuş oldum.
Onur Yürüyüşü’nün gerçekleştiği esnada alınan güvenlik önlemleriyle hem güvende hissettim hem de ilk kez ‘özgür’ hissettim. Ancak gün boyunca Türkiye’de yoğun polis baskısı ve şiddeti nedeniyle gerçekleştiremediğimiz Onur Yürüyüşleri’ni düşünerek duygulanmaktan kendimi alamadım. Hükümet organlarının haklarımızı ihlal ettiği ve kimliklerimizi marjinalleştirmeye, kriminalize etmeye çalıştığı bir ülkede, Belgrad’da olduğu gibi var oluşumuzu özgürce görünür kılabildiğimiz şiddetsiz ve fobisiz bir gelecek için umut ediyorum. Bunu da kararlı bir duruşla mücadelemizi sürdürerek başaracağımıza inanıyorum. Deneyim paylaşımımı bu özel sözle sonlandırmak istiyorum:
“Dünyada ve tarihte hiç kimse, kendisini ezenlerin vicdanına seslenerek özgürlüğüne kavuşmamıştır.” -Assata Shakur
Ve son olarak, bu projenin düzenlenmesinde rol almış olan herkese minnettar olduğumu belirtip kendilerine teşekkürlerimi sunuyorum. Benim için unutulmaz bir deneyim oldu.