Üç olay, tek sonuç: Kampüslerde ifade özgürlüğü yok!
“Tayyip always wins!”
Marmara Üniversitesinde öğretim görevlisi olarak çalışırken sorduğu bir sorunun şıklarına koyduğu mizahi bir ifade sebebiyle hakkında soruşturmalar yürütülen Bülent Nami Nomer şimdi de hapis cezasıyla karşı karşıya kalabilir.
Üniversiteler Kanunu gereğince yargılama öncesinde üniversiteye gönderilen dosyaya, üniversite bünyesinde ceza hukukçusu olan Zafer İçer soruşturmacı olarak atandı ve ilgili ifadelerin “cumhurbaşkanına hakaret” suçu için yeterli şüphe oluşturduğu görüşünü bildirdi. Soruşturma kurulu da Nomer hakkında “cumhurbaşkanına hakaret” suçundan yargılanması için oybirliği ile karar bildirdi. Nomer’in Danıştay’a yaptığı başvurunun da reddedilmesiyle ceza yargılaması başladı. 26 Eylül 2024 günü İstanbul Anadolu 11. Asliye Ceza Mahkemesi’nde başlayacak yargılamada Nomer, 4 yıla kadar hapis istemiyle yargılanacak.
Ne olmuştu?
Marmara Üniversitesinde öğretim görevlisi Bülent Nami Nomer, “Ekonomiye Giriş” dersinde öğrencilere sorduğu “Bir çift ayakkabı almak istiyorsun ancak senin için çok pahalı, bu ne anlama geliyor?” sorusunun cevap şıklarında eleştirel ve ironik bir ifadeye yer verdi. Şıklardan birinde yer alan “Ask to Tayyip” yani “Tayyip’e sor” ifadesi sebebiyle Bülent Nami Nomer hakkında üniversite bünyesinde soruşturma başlatıldı. Fındık üretim ve ticareti ile ilgili bir diğer soruda ise yine şıklarda yer alan “Tayyip always wins” yani “Tayyip her zaman kazanır” ifadesi soruşturma konusu edildi.
Üniversite yönetimi Nomer hakkında soruşturma başlatıldığını şöyle duyurdu: “Marmara Üniversitesi İktisat Fakültesi İktisat Bölümü’nden bir öğretim elemanının 2547 sayılını kanunun 40’a maddesi ile görevlendirildiği Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde, Introduction to Economics I dersinin test olarak yapılan final sınavındaki seçeneklerden bazılarında Sayın Cumhurbaşkanımızın adına yakışıksız bir biçimde gönderme yapıldığı ve öğrenciler üzerinde algı yaratılmaya çalışıldığı iddiaları üzerine adı geçen hakkında derhal idari soruşturma başlatılmıştır.”
Üniversite öğrencileri ise yönetime toplu olarak gönderdikleri e-postada Nomer’in mizahi bir yaklaşımla hazırladığı bir test sebebiyle istifaya zorlandığını, bunu kabul etmediklerini ifade etti. Öğrenciler “Biz, özgür düşüncenin akademide olmazsa olmaz bir unsur olduğunu savunuyor, ilgili final sınavı sorularının öne sürülerek mesleğini yıllardır saygı ve onur ile başarıyla sürdüren değerli hocamıza yöneltilen haksızlığa karşı duruyoruz.” diyerek Nomer’e destek oldu.
İstanbul Üniversitesinde 8 Mart yasağı davayla sürüyor
Geçtiğimiz 8 Mart öncesinde İstanbul Üniversitesinden öğrenciler kampüste etkinlikler gerçekleştirmiş ve yürüyüş yaptıkları sırada polis şiddetiyle karşılaşmıştı. Aynı gün uygulanan fakülteler arası geçiş yasağı sebebiyle birbiriyle buluşması engellenen öğrenciler kampüs çıkışında bir araya geldikleri sırada gözaltına alınmıştı.
Geçtiğimiz günlerde öğrenciler; 8 Mart’ta bu sırada gözaltına alınan bir kadın öğrenciye dava açıldığını duyurdu. Yoğun bir şiddete uğrayan kadın öğrencilere bir de dava açılmasını eleştiren İstanbul Üniversitesi öğrencileri “Bu davayı kabul etmiyoruz: 8 Mart suç değildir, yargılanamaz!” diyerek tepki gösterdi.
Boğaziçi Üniversitesi’nde öğrenci stantlarına yasak
Boğaziçi Üniversitesinde dönem başlarında yapılan oryantasyon haftasında kampüste açılan stantlara özel güvenlik birimlerince saldırı gerçekleşti. Stantlar, öğrenci topluluk ve kulüplerinin aynı zamanda gençlik ve öğrenci örgütlerinin kendileriyle iletişim kurmak isteyen öğrencilerle tanıştığı bir işlev görüyor. Boğaziçi Üniversitesi yönetiminin kararıyla gerçekleşen saldırıya tepki gösteren öğrenciler “ÖGB (Özel güvenlik birimi) defol, üniversiteler bizimdir!” sloganı attı. Üniversitenin resmi topluluklarının ve hatta seçilmiş öğrenci konseyinin de yasaklandığını aktaran öğrenciler, üniversite yönetiminin bir yandan da kampüsteki sosyal hayatı reklam etmesinin çelişkili olduğunu vurguluyor.
Kapak görseli: Evrensel