haber – website

MSGSÜ’deki Yurt Krizi Hakkında Röportaj

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) yönetimi, üniversitelerin açılmasına 1 ay kala Ortaköy Kız Öğrenci Yurdunun kapatıldığını açıkladı. Kararın gerekçesinin yurdun Sinema ve Televizyon öğrencilerine kampüs olarak düzenlenmesi olduğu belirtildi. Yönetim, “Ortaköy Kız Öğrenci Yurdu, Balmumcu Yerleşkesinin deprem yenileme süreci tamamlanıncaya kadar eğitim-öğretim mekanına duyulan ihtiyaç nedeniyle yurt hizmetine kapalı tutulacaktır.” duyurusunu yaptı. 

Üniversitelerin açılmasına bu kadar kısa bir süre kalmışken alınan bu karara öğrenciler tepki gösterdi. MSGSÜ Kayyum Rektörü Handan İnci sosyal medyada fazlasıyla eleştirildi.

Alınan kararı ve yürütülen süreci öğrencilerden dinlemek için biri Kuir Baykuş’tan (KB) biri Politik Baykuş’tan (PB) olmak üzere iki MSGSÜ öğrencisi ile bir röportaj gerçekleştirdik.


S.1 | Balmumcu Yerleşkesi sürecini ve  Ortaköy Kız  Yurdunun yerleşkeye dönüştürülmesi kararını nasıl değerlendiriyorsunuz?

KB | 2019 yılında kayyum rektör Handan İnci’nin kararıyla depreme dayanıklı olmadığı bahanesiyle Prof. Sami Şekeroğlu Sinema ve Televizyon Merkezi (STV) olan MSGSÜ Balmumcu Yerleşkesine kilit vuruldu. İçinde Türkiye Film Arşivi’nin de bulunduğu STV Merkezi, yüzlerce sinema öğrencisinin eğitim gördüğü bir yerleşkeydi. Binanın depreme dayanıklı olduğu kararı mahkeme kararıyla onanmışken kayyum rektör Handan İnci, hiçbir kararı dinlemeden Balmumcu’ya kilit vurarak öğrencileri kampüssüz bıraktı. Handan İnci, öğretim üyelerinin binaya girmek istemesi doğrultusunda onlara soruşturma açarak baskı ve susturma politikasını sürdürmeye devam etti. Öğrenciler, “Balmumcu’ya Dokunma!” diyerek kayyum rektöre karşı mücadeleyi büyütürken Handan İnci 21 Ağustos 2024’te MSGSÜ Ortaköy Kadın Öğrenci Yurdunun eğitim binasın dönüştürülme kararını okulun web sitesi üzerinden paylaştı. Balmumcu’ya, Türkiye Film Arşivi’ne, sanata, öğrenciye ve mücadeleye ket vurmayı iş edinmiş kayyum rektör, aldığı bu son kararla birlikte yeni bir mücadeleyle karşı karşıya kaldı. 

S.2 | Peki okul yönetimi tarafından yayınlanan bu karar, yurtlarda kalan öğrencileri nasıl etkiledi? Halihazırda yurtta olan öğrencilerin şu anki durumu nedir?

PB | Okulların açılmasına bir ay kala böyle bir kararın alınması demek yurtta kalan bütün öğrencilerin yersiz kalması demektir. Özellikle geç söylenmesi zaten çok anlamsız. İstanbul Büyükşehir Belediyesi yurtlarına başvuruların kapanmasından 2 gün sonra açıklanması ise daha da saçma. Okulun açılmasına bir ay kala bu öğrenciler eylem mi yapsın, haklarını mı savunsun, yoksa başlarını sokacak yer mi arasınlar?

S.3 | Bu süreçte okul yönetimi veya diğer yetkililerle bir iletişim kurabildiniz mi? Talepleriniz dinlendi mi? Okul yönetiminden veya diğer yetkililerden beklediğiniz adımlar nelerdir?

KB | Kayyum Rektör Handan İnci ile 22 Ağustos günü yüz yüze görüşme talebinde bulunuldu. Handan İnci’nin bu talebi reddetmesi üzerine yüz yüze görüşme yapılamadı. Okul yönetimi ve yetkililerin konuya bakışı ve duruşu, hiçbir zaman değişmemiş ve değişmeyecektir. Onlardan beklentilerimiz değil olması gerekenler bizim için söz konusudur. Bizim olanları, geri alacağız.

S.4 | #YurdumaDokunmaMSGSÜ hashtagiyle bir sosyal medya kampanyası başlattınız. Bu kampanyanın etkileri nasıl oldu? Öğrencilerin bu konudaki görüşleri neler?

KB | #YurdumaDokunmaMSGSÜ hashtag’iyle başlattığımız kampanya, hep birlikte verdiğimiz mücadelenin sosyal medyaya yansıyışı oldu aslında. Barınma sorunu, ülkenin her yerine yayılmış ve gözle görülür bir gerçek. Öğrencilerle oyun oynar gibi onları yersiz yurtsuz bırakmanın yarattığı ve yaratacağı sonuçları net bir şekilde sıraladığımız sosyal medya paylaşımlarını bu hashtag altında gerçekleştirdik. Muhalif haber platformlarından ve gazetecilerden de aldığımız destekle kampanyayı daha da büyütmeyi ve bizim olanı geri almayı amaçlıyoruz.

S.5 | Talepleriniz neler?

PB | Öncelikle bir yurt binasının kampüs yapılması kabul edilemez. Ne tasarım olarak ne mimari olarak bu mümkün değil. Ayrıca yurtta kalan bizlerin bu şekilde, “Ne yapıyorsanız yapın.” tavrıyla kovulmamız da doğru değil. Arkası düşünülmemiş kararlar bunlar. İsteğimiz, yurt binasının öğrencilere barınacak alan olarak geri tahsis edilmesi ve Balmumcu’nun artık gerekli şeylerini yapıp ait olduğu gibi sinema bölümüne verilmesidir. Aksi takdirde eğitim içinde üretim, üretim içinde eğitim misyonu olan bu bölümde; bölüme özel dizayn edilmiş bir binanın kapılarını kapatıp misyonunu karşılamayan, eğitim içinde yetersiz binalara yerleşkelere konmamız verilen eğitimin değersizleştirilmesidir.

S.6 | Ortaköy Yurdunun yerleşkeye dönüştürülmesine karşı hangi alternatif çözüm yolları öneriyorsunuz?

KB | Tek çözüm yolu Balmumcu’nun Prof. Sami Şekeroğlu Sinema ve Televizyon Merkezi olarak -yani olması gerektiği- gibi kullanılması, Ortaköy Kadın Öğrenci Yurdunun da “yurt” gerekliliklerinin yerine getirilerek öğrencilerin barınması için kullanılmasıdır. Daha azını kabul etmeyeceğiz, olması gereken budur.

S.7 | Öğrencilerin bu süreçte dayanışma içinde olmasının önemi hakkında ne düşünüyorsunuz?

KB | Kayyum rektörlüğün türlü baskı, tehdit ve susturma politikalarının karşısında dayanışmayla kurduğumuz mücadele; varlığımızı kimsenin görmezden gelemeyeceği bir niteliğe kavuşuyor. Bir arada olmamız, örgütlülüğümüz ve kararlılığımızla üniversitelerin kayyumların sarayı değil, halkın olduğunu hatırlatacağız ve bu gerçeği kabul ettireceğiz.

S.8 | Üniversiteniz öğrencilerine ve diğer üniversitelerin öğrencilerine ne söylemek istersiniz?

PB | Bu tarz durumlar özellikle devlet üniversitelerinde sıkça oluyor. Ve bir türlü çözümü gelmiyor. O yüzden birlikte sesimizi çıkarmamız gerek. Çünkü biz sesimizi çıkarmadıkça kimse bizim için konuşmayacak.  Biz buralara bileğimizin hakkıyla geldik. Kendi adıma, STV’ciler olarak çok yüksek sıralamalarla girdik bu bölüme. Ve tek istediğimiz şey hak ettiğimiz eğitim. Ve onu da kimsenin eline bırakmaya niyetli değiliz.

tr_TRTurkish
tr_TRTurkish