Ekran Resmi 2024-04-19 19.17.07

Malumun ilanı: AYM, YÖK Kanunundaki Anayasa’ya aykırı birçok hükmü iptal etti

Anayasa Mahkemesi, 22 Şubat 2024’te aldığı ve bugün Resmi Gazete’de yayınlanan kararla Yükseköğretim Kanunu’nun bazı maddelerinin Anayasa’ya aykırı olduğunu tespit ederek iptal etti.

Üniversiteyi ilgili kararlarının önemli bir bölümünde özgür düşüncenin ve eleştirel aklın beşiği olarak tanımlayan AYM, üniversite öğrencilerinin ifade özgürlüğünün sınırlandırılması konusunda sıradan bir eğitim-öğretim kurumu gibi davranılamayacağını da ifade ediyordu. Bu kararla, ilgili tespitlerin ve üniversiteye yaklaşımının bir özetini ortaya koyan AYM önemli noktalara işaret etti.

AYM kararına geçmeden önce…

Üniversitelerde afiş yasağı başta olmak üzere AYM’nin bugün iptal ettiği birçok anti-demokratik uygulama yıllardır öğrenci hareketinin gündemindeydi. Birçok öğrenci afiş astığı, eyleme katıldığı, düşüncesinin ifade ettiği için hem maddi hem manevi cezalandırmalara maruz bırakıldı ve uzaklaştırma dahil cezalarla karşı karşıya kaldı.

Ancak afiş yasağı gibi, afiş yasağına karşı çıkmak da üniversitenin geleneğinde var. Kapak görseli olarak seçtiğimiz görsel Öğrenci Kolektiflerinin kampüste afiş yasağına karşı afişleri bir oltanın ucuna takarak kampüsteki binaların üzerinden sarkıtarak özel güvenlik birimlerine meydan okuduğu bir eylemden… Bu eylem sonunda ÖGB’nin zıplayarak afişleri “indirmeye” çalıştığı görüntüler de hareketin unutulmaz anlarından biri oldu.

Benzer şekilde İTÜ’de afiş yasağına karşı afiş asıp önünde insan zinciri oluşturan öğrenci ve akademisyenlerin, İstanbul Üniversitesi’nde “Bu bir afiştir” afişleriyle okulu donatıp cezalara meydan okuyanların, afişleri ağaçlara asanların, kampüste silah taşımanın cezasının 82 TL afiş asmanın cezasının ise 5170 TL olduğunu “afişe edenlerin” mücadelesi de afiş yasağı kadar eski. Bunları her zaman hatırlatıyoruz, çünkü AYM’nin kararı çok önemli olsa da yasaklara karşı koymak yasaklarla fiilen karşılaşanların direnişiyle mümkün olabiliyor… (Eylemlerin fotoğraflarını haberin en altına ekliyoruz.)

Özgür düşüncenin ve eleştirel aklın beşiği olan üniversitelerde düşünce henüz ifade dahi edilmeden yasaklanamaz

Öğrencilerin ifade özgürlüğüne yönelik olarak getirilen düzenlemeler yönünden eğitimin derecesi büyük önem taşımaktadır. Disiplin yaptırımına tabi olan eylemin ilişkili olduğu eğitimin derecesi arttıkça öğrencinin ifade özgürlüğüne yönelik müdahaleler azalmalıdır. Bilimsel üretimin merkezlerinden biri olarak kabul edilen üniversitenin yerleşkesinde ifade özgürlüğü ortamının oluşturulması zorunludur. Bu bağlamda özgür düşüncenin ve eleştirel aklın beşiği olarak görülen akademide farklı düşüncelere sahip olan, ifadelerini açıklama şekilleri keskin olabilecek üniversite öğrencilerine daha fazla hoşgörü gösterilmesi gerekmektedir. İfade özgürlüğü, üniversite öğrencileri de dahil olmak üzere herkesin görüş ve fikirlerini serbestçe anlatabilmesi, başkalarına aktarabilmesi ve yayabilmesi imkanına sahip olması anlamına gelmektedir. Dolayısıyla üniversite öğrencileri, söz konusu görüş ve fikirleri tartışmalı olsa ve rağbet görmese dahi ifade etme özgürlüğünün sıkı korumasından yararlanmalıdır.

Düşüncenin, henüz ifade edilmeden önce izne bağlanması, denetlenmesi veya tümden yasaklanması, idarenin denetiminden geçirilmeksizin, izni alınmaksızın açıklanan düşüncelerin yaptırıma tabi tutulması suretiyle kategorik olarak engellenmesi, ifade özgürlüğüne yönelik ağır sınırlama örnekleridir. Bu tür bir sınırlama, kişi ve grupların düşüncelerini açıklamadan önce sıkı bir otosansüre tabi tutulmaları sonucunu doğurur.

Afiş, pankart, bildiri yasağı daha az külfetle çarpıcı biçimde geniş kitlelere ulaşılmasını engeller ve kategorik olarak sınırlandırılamaz

Öğrencilerin gerek kendileriyle gerekse kamuoyunu ilgilendiren herhangi bir konuyla ilgili dikkat çekme, kamuoyu oluşturma gibi amaçlarla bildiri dağıtma, afiş veya pankart asma benzeri eylemleri tercih etmelerinin, bu tür yöntemlerin daha az külfetle daha çarpıcı biçimde geniş kitlelere ulaşmalarına imkan tanıması bakımından önemli olduğu şüphesizdir. Bu tür materyallerin asılmasına, dağıtılmasında şekli veya maddi anlamda herhangi bir sınır öngörülmeksizin izin şartı getirilerek bu hususun disiplin yaptırımına bağlanması ifade özgürlüğünün kategorik olarak sınırlandırılması sonucunu doğurur niteliktedir.

Toplantı ve gösteri yürüyüşü yasağı Anayasa’nın özel güvencesini dikkate almıyor

Toplantıların ve gösteri yürüyüşlerinin, yükseköğretim kurumlarının kapalı veya açık alanlarında nasıl gerçekleştirilebileceğine ilişkin bir düzenleme getirilmemiş, toplantı yapmak izin alma şartına bağlanmış, izin alınmaksızın yapılan toplantıların yükseköğretim kurumundan uzaklaştırma cezasıyla cezalandırılması hüküm altına alınmıştır. Bu itibarla Anayasa’nın toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı bakımından özel olarak öngördüğü güvenceyi dikkate almayan kural, Anayasa’nın 13. maddesinde belirtilen sınırlamanın Anayasa’nın sözüne aykırı olamayacağı hükmüne aykırılık teşkil etmektedir.

Konusu suçla ilişkili fiilin değerlendirme yeri mahkemedir, idari işlemle yapılamaz

İdare tarafından tespiti yapılması öngörülen fiillerin mevzuatta suç olarak düzenlendiği ve ceza yargılamasının konusunu oluşturduğu görülmektedir. Bu itibarla kural uyarınca disiplin cezası verilecek kişinin suçları işleyip işlemediği bir mahkeme tarafından yapılan yargılama sonucunda verilecek kesin hükümle değil, bir idari işlemle tespit edilmektedir. Nitekim suç ve cezayı düzenleyen hükümlere aykırı bir fiili tespit etmek, suç işlendiğini tespit etmek ve faili suçlu saymak anlamını taşımaktadır. Bu tedbirin henüz kişi hakkında suç işlediğine dair kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı bulunmaksızın kişinin o suça ilişkin eylemlerinin tespit edilerek uygulanması masumiyet karinesine aykırılık oluşturacaktır.

Biz demiştik, demeyi sevmiyoruz ama…

Bizim de dahil olduğumuz demokratik kitle örgütleri ve sivil toplum örgütlerinin önemli bir kısmı bu düzenlemelerin Anayasa’ya ve Anayasa’nın 90/5 maddesi gereğince iç hukuk haline getirilmiş Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğunu uzun zamandır dile getiriyorduk.

Daha önce yazdığımız yazılarda ortaya koyduğumuz noktalar şunlardı:

Düzenlemelerin lafzından da açıkça anlaşıldığı biçimde, ifade özgürlüğünün kısıtlanmasına yönelik gösterilen bu nedenler örnek olarak gösterilmemiş; aksine sıkı sıkıya bağlı olunacak şekilde sınırlı olarak sayılmıştır. Temel hak ve hürriyetlerden biri olan ifade özgürlüğü, hem birçok hakkın (eylem ve örgütlenme hakkı başta olmak üzere) dayanağı hem de demokratik bir toplumun en temel gereklerinden biri olması sebebiyle özel bir önem taşımaktadır. Hem Anayasa hem de AİHS’de bu hakkın kısıtlanmasına yönelik düzenlemeler istisnai niteliktedir ve ‘sınırlamanın sınırları’ olarak ifade edilen başkaca kısıtlamalara da tabidir. Tekrar ifade etmek gerekirse, esas olarak getirilen düzenleme ve koruma, bu hakkın, kamu otoritesinin müdahalesi olmaksızın kullanılmasına yöneliktir.

Bildiri dağıtmak, afiş ve pankart asmak ifade özgürlüğünün kullanılmasına yönelik yüzyıllar içinde gelişmiş etkili araçlardır. Anayasada belirtildiği gibi söz, yazı, resim gibi yollarla düşünce ve kanaatleri yayma hakkı, ifade özgürlüğünün en önemli parçalarıdır. Öte yandan bunların tamamen yasaklanmamakla beraber izne tabi kılınmasına yönelik uygulama da ifade özgürlüğünün ihlalidir. İfade özgürlüğünün genel sınırları içerisinde, örneğin nefret söylemi içermeyen, şiddet ve saldırganlık taşımayan ya da suçu ve suçluyu övmeyen herhangi bir yazılı veya görsel materyalin bir yere asılmak veya sergilenmek yoluyla kamuoyuyla paylaşılması izne tabi kılınamaz. Böyle bir ihtimalin varlığı da genel bir yasak yetkisi vermez, yalnız o materyale yönelik bir tedbir ve yaptırım olasılığı doğurur.

Yazımızın tamamı okumak için burayı tıklayabilirsiniz.

Ancak yetmez!

Kampüste ifade özgürlüğünün kullanılması bağlamında tek engel ne bu ilgili maddeler ne YÖK Kanunu ne de diğer disiplin hükümleri… Özellikle geçtiğimiz dönemde KYK yurtlarında gerçekleşen kitlesel eylemlerden sonra birçok öğrenci soruşturma geçirmiş ve bir kısmı yurttan uzaklaştırmayla cezalandırılmıştı. Bu bağlamda KYK yurtlarına yönelik disiplin yönetmelikleri de AYM’nin bu kararına paralel olarak çok sayıda Anayasa’ya aykırılık taşıyor.

Örneğin; Yurt bina ve tesislerine izinsiz ilan, poster veya afiş yapıştırmak veya bunları dağıtmak, Genel ahlak kurallarına uymayan, kişi veya toplumu tahrik eden davranış ve eylemlerde bulunmak, Devlet büyüklerine karşı yurt içinde ve dışında hakarette bulunmak ya da bu nedenle Cumhuriyet Savcılığınca haklarında kamu davası açılmış olmak, Yurt idarecilerini tehdit etmek, idare ve idarecilere karşı toplu ya da ferdi olarak sözlü, yazılı ya da sosyal ve görsel medyada küçük düşürücü demeçte bulunmak, bunu özendirmek, kışkırtmak, fiili saldırıda bulunmak, Basın, sosyal ve görsel medyada yurt öğrencilerine, Kurum veya diğer kamu kurum ve kuruluşları ile yöneticilerine hakaret etmek veya aleyhinde gerçeğe aykırı beyanlarda bulunmak, Milli birlik ve bütünlük duygularını zedeleyici veya bozucu maksatla bayrak ve sembol asmak, kullanmak, marşlar söylemek, açlık grevinde bulunmak, oturma eylemi yapmak, pankart taşımak veya asmak, ideolojik veya politik amaçlı gösteri, toplantı, tören düzenlemek, demeç vermek, Yurt bina ve tesisleri içinde herhangi bir yere veya dış duvarlarına ideolojik maksatla yazı yazmak, resim yapmak, afiş, poster ve benzeri şeyler yapıştırmak, dağıtmak, Yasadışı kuruluş ve örgütlere üye olmak veya bu örgüt ve kuruluşlara yarar sağlayıcı etkinliklerde bulunmak, Yurt içinde veya dışında yasadışı örgütsel eylemlere katılmak veya başkalarının bu eylemlere katılması için baskıda bulunmak, Yurt içinde veya dışında terör örgütlerinin eleman temini amaçlı düzenlenen faaliyetlere katılmak…

Üstelik bu hükümler uyarınca hakkında yalnızca disiplin soruşturması açılması sebebiyle yani henüz idari işlemle dahi (ki bu işlemin de uygun olmadığını AYM ortaya koyuyor) eylemleri gerçekleştirdiği tespit edilmemiş öğrenciler hakkında yurt müdürü; 30 güne kadar yurt binalarına girmesini tedbir olarak yasaklama kararı verebiliyor ve bu süre. Genel Müdür’ün yetkisiyle uzatılabiliyor.

Üstelik öğrencilerin ifade özgürlüğünü kullanmasının önünde başka engeller de var. Ayrıntılı olarak bilgi edinmek isterseniz buradan Sivil Alan Olarak Kampüsler: Türkiye’deki Üniversitelerde 3 Temel Hak ve Özgürlük raporumuza ulaşabilirsiniz.

Afiş yasağına karşı eylemler

tr_TRTurkish
tr_TRTurkish