“Suruç için adalet” bildirisi dağıttığı için tutuklanan öğrenciler 30 gündür cezaevinde!
20 Temmuz 2015’te IŞİD tarafından gerçekleştirilen ve 33 kişinin hayatını kaybettiği canlı bomba saldırısının 8. yılındayız. Bu süreçte Suruç davasında adaleti sağlayacak bir gelişme olmadı ancak 8 yıldır “Suruç için adalet” mücadelesi yürütenlere saldırılar sürüyor. Bu yıl da gençlik örgütleri tarafından sürdürülen “Suruç için adalet, herkes için adalet” kampanyası sırasında bildiri dağıttığı gerekçesiyle onlarca öğrenci gözaltına alındı ve 6 öğrenci tutuklandı. Benzer sebeplerle 20 Temmuz 2023’te de 2 kişi daha tutuklandı ve böylece toplam tutuklu sayısı 8’e yükseldi.
Bildiri dağıttığı için tutuklanan öğrencilerin avukatlarından Av. Düşün Altuntaş’la bugüne kadar yaşanan süreci ve bundan sonraki aşamaları konuştuk. Öğrencilerin selamını da ileten Altuntaş, önümüzdeki günlerde tutukluluk haline bir kez daha itiraz edileceğinin altını çiziyor.
Öğrenciler hangi gerekçelerle, hangi suçlamayla tutuklandılar? 17-18 Temmuz’da yaşananları anlatabilir misiniz?
17 Temmuz günü Kadıköy’de Suruç anmasına çağrı yapmak üzere gençler toplanmış ve bildiri dağıtmak istemişler. Fakat daha bildiri dağıtımına başlayamadan polis tarafından ablukaya alındılar ve darp edilerek gözaltına alındılar. İkisi 18 yaşından küçük olmak üzere toplamda 46 öğrenci İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü.
Savcının “Kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama” ve “Görevi yaptırmamak için direnme” suçlamasıyla 46 kişi hakkında gözaltı kararı vermesi üzerine 44 öğrenci ertesi gün, saat 14:00’e kadar emniyette mevcutlu olarak tutuldu. 2 öğrenci ise 18 yaşından küçük olması nedeni ile çocuk şubede bekletildi. 18 Temmuz günü, saat 14.00 sularında, İstanbul Anadolu Adliyesi’ne getirilen 46 öğrenci hakkında; dosyanın savcısı 9 kişinin savcılık tarafından ifadesinin alınmasına, geri kalanların ifadesi alınmadan serbest bırakılmasına karar verdi. 9 kişi savcılık tarafından ifadeleri alındıktan sonra İstanbul Anadolu 2. Sulh Ceza Hakimliği’ne tutuklama talebi ile sevk edildi.
Sulh ceza hakimi müvekkillerimizin ve biz avukatların suratına dahi bakmadı, savunmalarımızı dinlemedi. Müvekkillerle ilgili görüntü tespiti yapmadı, tek bir soru dahi sormadan 4’ü kadın 2’si erkek olmak üzere toplamda 6 öğrenci hakkında tutuklama kararı verdi. Kalan 3 kişiyi ise adli kontrol kararı ile serbest bıraktı. Gözaltına alınan 18 yaşından küçük 2 öğrenci de tutuklama talebi ile sulh ceza hakimliğine sevk edildi, adli kontrol kararı ile serbest bırakıldı.
Bu tutuklama kararı hukuka uygun bir karar mı?
Müvekkillerin üzerine atılı olan “Kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama” ve “Görevi yaptırmamak için direnme” suçları tutuklama nedeni olabilecek nitelikte suçlar olmayıp aksine yatarı dahi olmayan suçlar. Bununla birlikte Ceza Muhakemeleri Kanunu madde 100’de yer alan tutuklama nedenleri olayda mevcut olmamasına rağmen tutuklama kararı verilmesi hukuki olmayıp bunun siyasi bir karar olduğu açık.
Öğrenciler cezaevinde neler yaşıyor? Koşulları nasıl?
Tutuklanan 6 öğrenciden 4 kadın öğrenci Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda, 2 erkek öğrenci ise Maltepe Ceza İnfaz Kurumunda kalıyor. Kadın öğrenciler 2 kişilik L tipi denilen koğuşlarda, erkek öğrenciler ise 4 kişilik koğuşlarda kalıyorlar. Cezaevi koşulları öğrenciler için uygun olmamakla birlikte gıda ve hijyen sorunları yaşıyorlar.
Bunun yanında öğrenciler cezaevi koşulları içinde ekonomik zorluklar da çekiyorlar. Gardiyanlar tarafından gün geçtikçe kötü muameleye uğradıklarını ifade ediyorlar. Bunun yanında Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu olan başka bir öğrencinin başgardiyan ve polisler tarafından sorguya çekilmesi üzerine, bunu protesto etmek amacıyla 2 gün boyunca slogan atma kararı alınmış. Slogan atan öğrencilere iletişim cezası dedikleri bir disiplin cezası verildi. Bu ceza ile öğrencilerin telefonla görüşme, açık ve kapalı görüş haklarını elerinden almaya çalışarak öğrencilere bir nevi tecrit dayatıyorlar.
Tutuklamaya itiraz ettiniz mi? Ne gerekçeyle reddedildi? Şu adımda ne yapılabilir?
Tutuklama kararı verildikten sonraki 7 gün içinde ilk tutukluluğa itirazı yaptık fakat sonuç olarak “tutuklama kararının yasaya ve usule uygun olduğu” gerekçesi ile tek cümle ile itirazımız reddedildi. Müvekkiller hakkında henüz bir iddianame hazırlanmadı ve ceza dosyası da açılmadı. Şimdiye kadar iddianamenin hazırlanması gerekirken hazırlanmayarak, tek cümle ile itirazımız reddedilerek, öğrencileri daha uzun süre tutsak etme niyetleri olduğunu anlıyoruz. Şu aşamada bir sonraki itirazın süresinin gelmesini ve iddianemenin hazırlanmasını bekliyoruz
Haksız tutuklama kararı, tutuklanan öğrencilerin birçok hakkının da ihlal edilmesi anlamına geliyor. Bu süreçte en yoğun şekilde gözlemlediğiniz hak ihlalleri neler?
Öğrencilerin tutuklanmasıyla sadece özgürlükleri değil eğitim hakları da ihlal ediliyor. Bu öğrenciler Türkiye’nin dört bir yanındaki üniversitelerde eğitim gören öğrenciler. Bu öğrencileri tutuklayarak eğitim haklarını ihlal etmekle birlikte geleceklerini de riske atıyorlar. Sınav zamanı gelen öğrenciler strese giriyor; sınava giremeyecekleri ve bu nedenle eğitimlerine de devam edemeyecekleri konusunda endişeler yaşıyorlar.
Bunun yanında öğrencilerin adil yargılanma hakları da ihlal ediliyor. Üzerlerine atılı suçlamalardan beraat edecek olan öğrencileri tutuklamak, üstüne hala iddianamenin hazırlanmaması; adil yargılanma hakkını ihlal etmektir. Müvekkillerin bir kısmı hem çalışan hem okuyan öğrenciler. Tutuklanmalarıyla birlikte çalışamaz hale de geldiler. Bu durum ekonomik olarak da müvekkilleri güç duruma soktu. Kira ve masrafları konusunda endişeliler. Şu an tutuklular fakat çıktıklarında barınma hakları için de mücadele etmek durumda kalacaklar. Müvekkillerin sosyal hakları da elinden alınıyor; spor yapamıyor, sosyalleşemiyor, dış dünyadan kopuk izole bi yaşam sürdürmek durumunda kalıyorlar.
Eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Son olarak şunu ekleyebilirim; bu öğrenciler yatarı dahi olmayan bir suçtan, tutuklama nedenleri dahi yokken, hakimin bir tek soru dahi sormadan verdiği siyasi bir kararla tutuklular. Öğrencilerden bir tanesi daha önce hiçbir eyleme katılmamış, ilk kez bildiri dağıtırken gözaltına alınarak tutuklanmış. Eskiden 2911 sayılı kanuna muhalefet suçlamasıyla yapılan gözaltılarla, açılan davalarla öğrenciler korkutulmaya çalışılıyordu. Şu an ise bu suçlarla tutuklamalar yaparak öğrenciler yıldırılmak isteniyor. Müvekkillerimiz bu hukuksuz kararlardan korkmuyorlar. Siyasi bir kararla tutuklu olduklarını biliyorlar. Umutlular, selamlarını ve sevgilerini iletiyorlar.