Gençlik Örgütleri Forumu (Go-For) ile Go-For ve Gençler Üzerine Söyleşi
Gençlik Örgütleri Forumu yani Go-For, 2015’te tüzel kişiliğine kavuşan ama aslında 15 yıllık bir deneyime sahip, gençlik örgütlerini ve gençlik çalışan oluşumları bünyesinde toplayan bir şemsiye örgüt. Avrupa Gençlik Forumu üyesi olan Go-For’un neler yaptığını, gençlik örgütlenmelerini, Covid-19 salgınından nasıl etkilendiklerini ve daha bir çok konuyu gündeme getirdiğimiz söyleşiyi çalışma arkadaşlarımızdan Osman Gönülveren, Go-For’da Sivil Toplum Uzmanı olarak çalışan Ela Evliyaoğlu gerçekleştirdi.
Sivil Alan Araştırmaları Derneği: Öncelikle bize biraz GoFor’dan ve ekipten bahsedebilir misin?
Ela Evliyaoğlu: Gençlik Örgütleri Forumu 2015 yılında tüzel kişiliğine kavuştu ama aslında hikayesi 2000’lerin başına kadar gidiyor. Şöyle bir hikayesi var: Türkiye’nin Ulusal Gençlik Konseyi olmak için yola çıkan gençlik örgütlerinin bir araya gelmesiyle bir platform oluşturuluyor. Bu girişim tabii ki Gençlik ve Spor Bakanlığıyla yaptığı görüşmelerle Türkiye’nin Ulusal Gençlik Konseyi kurulması ve bu oluşumun ilan edilmesi için görüşmeler yapıyor ama görüşmeler bir yerde sekteye uğruyor. Çünkü bu örgütler kurulacak bu yapının bağımsız bir yapı olması arzusundalar. Ancak görüşmelerin içeriği bunu çok destekler nitelikte olmadığı için masadan kalkılmak zorunda kalınıyor ama yılların da birikimi var. 15 yıla yakın bir bilgi birikimi ve yatırım var GoFor’un tüzel kişiliğine kavuşmasına gelene kadar. Bunun da daha fazla faydaya dönüşebilmesi için 2015 yılında dernekleşiyor bu örgütler. GoFor aslında bir şemsiye örgüt. Haliyle üyeleri de kişiler değil örgütler oluyor., gençlik örgütleri oluyor. Şu anda 70’e yakın gençlik örgütü üyesi var. Temelde iki tane hedefi var GoFor’un: Bir tanesi Türkiye’nin Ulusal Gençlik Konseyi olmak ve bu sürece yöneten ekipte olarak katkı sunmak. Bir diğeri de üyelerinin kapasitelerini güçlendirmek. Ve bu sayede gençlik alanında katkı sunmak.
Ben GoFor’da iki seneden biraz fazla süredir çalışıyorum. Şu anda Avrupa Birliği Projesinde Sivil Toplum Uzmanı olarak çalışıyorum. Sekreteryamız dört kişiden oluşuyor. Benim dışımda üç arkadaşım daha var. Hasan Oğuzhan Aytaç Genel Koordinatör, Çağlar Yenilmez Gençlik Uzmanı ve Sinem Demirel de Üye Koordinatörü olarak çalışıyor. Ekip de böyle.
CSSA: GoFor üyelerin kapasitelerini nasıl güçlendirmek adına neler yapıyor?
EE: Projelerimiz genelde eğitimler, atölyeler, yurt dışındaki örgütlerle bağlantı kurmak şeklinde ve bunlara yönelik oluyor. Bunun yanında tabii ki hem örnek temsilcileri ile hem Sekreteryanın yürüttüğü savunuculuk faaliyetleri var gençlik haklarıyla ilgili. Bunun içinde hem ulusal düzeyde partilerle hem de yerel düzeyde savunuculuk faaliyetleri yapıyoruz. Bunun yanı sıra uluslararası kısmı da var. Geçtiğimiz sene Kasım ayında Avrupa’nın en büyük platformlarından birisi olan Avrupa Gençlik Forumunun üyesi oldu GoFor. Haliyle bu şu demek oluyor: Avrupa’nın gözünde Türkiye’nin Ulusal Gençlik Konseyi GoFor olarak kabul ediliyor. Türkiye’de böyle bir şeyimiz olmasa da Avrupa’nın gözünde böyle bir sınıflandırmaya tabiyiz. GoFor’un genel çerçevesi bu şekilde.
CSSA: Avrupa’da Türkiye’nin Ulusal Gençlik Konseyi olarak tanınıyoruz fakat Türkiye’de böyle tanınmıyoruz dedin. Bunun sebebi nedir?
EE: Aslında Avrupa Gençlik Forumu oylamasından hemen önce tekrar Gençlik ve Spor Bakanlığıyla görüşmeler başladı çünkü Türkiye’nin Ulusal Gençlik Konseyinin kurulması girişimi aslında hükümetin zaten gündeminde. Bunun için hem bir bütçesi var hem de son zamanlarda da hızlanan girişimleri var. Ama dünyanın da kabul edebileceği bir Gençlik Konseyi olabilmesi için bunun mümkün olduğu kadar kapsayıcı olması lazım. Yani içerdeki örgütlerin temsiliyetinin sağlanması, Türkiye’deki farklı değişik gruplarından temsilcilerinin olması gerekiyor ki gerçekten Türkiye’de yaşayan bütün gençlerin temsil edildiği bir Konsey haline gelsin. Bu konuda bazı uzlaşmazlıklar yaşandı Bakanlıkla çünkü GoFor, yine 10-15 sene önceki gibi bu yapının daha bağımsız ve kapsayıcı olması taraftarı. Burada anlaşılamadığı için devam etmedi. Yoksa üye örgütler anlamında bir sıkıntı yaşanmadı.
CSSA: Ulusal ve uluslararası düzeyde hangi örgütlerle işbirliği halindesiniz? Beraber neler yapıyorsunuz?
EE: Ulusal düzeyde bütün üye örgütlerimizle bir iletişim halindeyiz. Haliyle beraber projeler gerçekleştiriyoruz. Bunun dışında tabi gençlik çalışmalarının şöyle bir meselesi var: Hem gençlik örgütleriyle zaten sıkı iletişim ve ortaklık içerisindeyiz hem de kendisini gençlik örgütü olarak tanımlanamayan örgütlerle. Gençlik şimdi çok geniş bir yatay kesen olduğu için, ne yapsanız zaten gençliği bir şekilde kapsıyorsunuz. İşte kadın çalışması zaten genç kadınları kapsıyor. LGBTİ+ çalışması zaten genç LGBTİ+’ları kapsıyor. Her türlü savunuculuğun aslında katılımcı olarak ya da paylaş olarak gençleri kapsadığı bir düzende yaşıyoruz. Ama örgütler çok böyle gençlik çalışması olarak bakmıyorlar buna. O yüzden hem kendisini gençlik örgütü olarak tanımlayan hem de tanımlamayan örgütlerle mümkün olduğu kadar bağlantıda olmaya çalışıyoruz. Uluslararası kısmında da; zaten Avrupa Gençlik Forumunun üyesiyiz. Şu anda gözlemci üyesiyiz. Bir sene sonra tam üyelik oylamasına çıkacağız. EuroMed Akdeniz Gençlik Ağının üyeliğini yaptık. Karadeniz Ekonomik İşbirliği Sivil Toplum ve Politika Biriminde üyeliği var GoFor’un. Şimdilik bu ağlarda üyeyiz.
CSSA: Kasım 2020’de bitirdiğiniz “Türkiye’deki Gençlik Örgütlerinin Haritalandırılması ve Mevcut Durumu” adlı bir çalışma yürütmüşsünüz. Bu çalışma kapsamında Türkiye’deki gençlik örgütlerinin durumundan bahsedebilir misin? İhtiyaçlar neler, kaynak bulmadaki sıkıntılar neler, savunuculuk faaliyetlerindeki karşılaştıkları sorunlar nelerdir gibi…
EE: Şimdi onun raporu hazırlanıyor, sonuçlarını toparlıyorduk. Şöyle bahsetmek mümkün. Gençlik örgütlerinin en temeldeki ihtiyacı fon kaynaklarına erişmek oluyor. Çalışmanın raporunda da yer aldığı gibi çoğu gençlik örgütünün profesyonel çalışan sayısı ya zaten yok ya da bir en fazla iki kişi. Çok nadiren beş altıyı buluyor. Mesela TOG bizim üye örgütlerimizden bir tanesi. TOG’un çalışanlarının sayısı baktığımız zaman araştırmaya katılan diğer gençlik örgütlerinin toplam profesyonel sayısının iki katı neredeyse. Ama daha yerelde çalışan örgütlerde profesyonel çalışan sayısı çok az. Profesyonel çalışan sayısı çok az olduğu için fon kaynaklarına erişmek için gerekli mesai gösterme imkanları çok kısalıyor. Çünkü gönüllülük üzerinden ilerliyor bu meseleler. En temel ihtiyaçları fon kaynaklarını erişmek. Burada da şöyle bir savunuculuğu var GoFor’un: fon kaynakları duyuruya çıktıkları zaman belirli tematik alanlar belirlerler ya, gençlik alanı bunlardan biri değil. Yani %95 oranında kriterlere baktığımız zaman belirli şeyler var ama gençliği, sadece mesela kadın çalışmalarının, şiddetin ya da LGBTİ+ çalışmalarının içine bir unsur olarak katabiliyorsunuz. Ama bir başlık olarak “Gençlerin Hakları” ile ilgili çok yeni yeni girişimler var Türkiye’de. Çünkü genç nüfus gittikçe artmaya başladı. Zaten yüzde 25.9 civarında galiba. Yani araştırmamız sonucunda bu konuda bir savunuculuk yapmamız gerektiği çok ortada. Bununla ilgili de zaten fon sağlayan kuruluşlar ile görüşmelere başladık. Gençliğin aslında temel başlıklardan birisi olması gerektiğine yönelik. Araştırmadaki sorularda kamu-STK işbirliğini de sorduk mesela. Çünkü ulusal düzeyde üretmeye devam ediyor ama yerele de yüzünü daha çok dönmeye başladı. Yereldeki örgütlere sorduk haliyle; kamoyuyla işbirliğiniz nasıl, aynı alanda çalışan STK’larla nasıl diye. Kamu ile işbirliği aslında bizim beklediğinizden biraz daha iyi düzeyde çıktı. Bu çok umut verici bir şey. Yerelde politika üretmek ve yerelde gençlik haklarını çalışmak için iyi bir zemin sağlayacaktır bize. Bir de böyle bir sonuç var aklımda.
CSSA: Yani fon verenlerle fon arayanların arasındaki işbirliği sağlıyorsunuz bu durumda, değil mi?
EE: Bir araya getirmek şöyle: Çok fon sağlayanlarla fona erişmek isteyenleri bir platformda buluşturalım gibi girişimimiz henüz yok. Ama bağlantılı olduğumuz bir kurumla mesela Sivil Düşün örneği var. Sivil Düşün’de destekler açıklandığında gençlik hakları Covid-19’dan etkilenen grupta değildi. Halbuki dünyadaki bütün araştırmalara baktığımızda en çok etkilenen gençlerdi. Hem eğitim olarak hem çalışma olarak hem de psikolojik olarak. Yaşlılarla beraber diğer gruplardan çok daha fazla etkilendiler. Bir de bunu genç kadın kısmı vs. var. Bununla ilgili Sivil Düşün ile görüşmüştük. Bunun alanı çok tıkayan bir yaklaşım olduğunu paylaşmıştık. Onlar da anlayışla karşıladılar ve yeniden düzenlediler başvuru şartlarını. Gençlik örgütleriyle daha fazla iletişime geçip teşvik etmeyi tercih ettiler. Bu çok iyi bir yaklaşımdı. Bunun benzerlerini yapmaya devam ediyoruz.
CSSA: Gençlik çalışmalarının tematik alan sayılmaması dışında sahada karşılaştığı zorluklar neler?
EE: Gençliği homojen hem kültürel hem de gençlik olarak homojen olarak görmek sıkıntılardan bir tanesi. Sanki gençlik denilince tek bir gençlik tanımı var. Ve o tanım üzerinden gidiliyor gibi. Tartışma programlarında da görürsünüz bunu “Gençler ne istiyor?” Şimdi hangi gençler ne istiyor? Dini azınlık mı, etnik azınlık mı, genç kadınlar mı, engelli gençler mi, LGBTİ+ gençler mi? LGBTİ+ genç olup metropolde yaşayan mı kırsalda yaşayan mı? Sosyoekonomik durumu nasıl olan? Eğitimli olan mı olmayan mı? Nasıl o kadar fazla alt kırılımı var ki. En çok karşılaştığımız şeylerden biri hala gençliği öğrenci olarak görmek. Çünkü çalışmaya başladığınız an genç olarak görülmemeye başlıyorsunuz. GoFor gençliği 18-30 yaş arası olarak tanımlıyor ama sahada sanki 18-24 müş gibi gözüküyor.
Bir diğer sorun da bazı gençlik gruplarına erişimin çok çok zor olması. İşte bir takım korkulardan kaygılardan örgütlenemeyen gençlerin olması. Haliyle GoFor’da temsil edilememesi. GoFor’da temsiliyeti olmuyorsa dışarıda çok zor oluyor zaten. Çünkü biz temsiliyeti az olan, dezavantajlı grupları yeni projemize katmak için çok çabaladık. Birkaç tane gençlik örgütünü örgütleme fırsatı da bulduk bu çerçevede. Ama bu çok zor oluyor. Başka başka korkulardan gençlik örgütlenmek istemiyorlar, seslerini duyurmak istemiyorlar. Hakikaten kimseye değmeden yetişkin olsaydım ve paramı kazansaydım da bu kaygı bitseydi gibi bir arayış var. Bu da gittikçe artıyor gibi duruyor. Bu da karşılaştığımız bir diğer sorun.
CSSA: Nedir bu gençliğin hakları peki? Bahsettiğiniz dezavantajlı grupları da açabilir misiniz?
EE: Öncelikle şunu belirtmekte fayda var. Numerik olarak çoğaldığı zaman norm da ona göre oluşuyor. Hakkını arayan sayısı arttığı zaman bir kazanım elde etme imkanı daha yüksek. Türkiye’deki gençler hem Avrupa’nın hem genç popülasyonu hem de Türkiye’deki diğer yaş gruplardan daha geniş bir dilime sahip. Haliyle avantaj kısmı biraz burası. Yani bir araya gelindiğinde, hak temelli örgütlerde buluşulduğunda çok fazla hak kazanımı elde edilebileceği bir kitle var aslında. Ama az önce bahsettiğim faktörlerden dolayı bir araya gelmek her zaman mümkün olmayabiliyor. Gençlik hakları da aslında süregelen bir tartışma. Yani gençlik haklarının insan haklarından ne gibi bir farkı var? Aslında baktığımız zaman LGBTİ+ haklarının ve kadın haklarının insan hakları çerçevesinden bir farkı yok. Yaşam hakkıyla, sağlık hakkıyla, çalışma hakkıyla, bilgiye erişim ve sosyal güvenlik hakkıyla bir farkı yok. Haklar anlamında bir farklılık yok. Ama kazanımlar anlamında bir farklılık var. Bir gencin çalışma hakkıyla bir yetişkinin çalışma hakkı aynı şekilde uygulanmıyor. Ücretsiz staja zorlanılıyor, “sen daha gençsin, elden maaş verelim, sigortan yatmasın, senin daha ailen yok çocuğun yok.” Böyle bir varsayımla başlanıyor zaten.
Evet haklar anlamında bir fark yok ama kazanım konusunda çok ciddi sıkıntılar var. Yani üniversite kentlerinde üniversite okuyan öğrencilerin barınma haklarıyla ilgili ne yapılacak? Bu öğrenciler nerelerde barınacaklar? Bununla ilgili bir yönetmelik var mı? Ya da ulaşımla ilgili kimi kentlerde şöyle uygulamalar var: öğrenciler için indirimli otobüs bileti gibi. İyi de gençlik sadece öğrenciden ibaret değil ki. Çalışmayan ve iş arayan genç ne olacak, evde ailesine bakmakla yükümlü olanlar ne olacak? Sistem bunları görmüyor. Buralarda çok ciddi hak kayıpları var. Kaldı ki eğitime erişimle ilgili ciddi kayıplar var. Biz bu kayıpların kaldırılmasını teşvik etmeye çalışıyoruz. Evet gençlik hakları zaten insan haklarıdır. Ama zaten insan haklarının uygulanmasında ciddi sıkıntılarımız var. Ve gençler bu haklarından daha da az yararlanmak durumunda bırakılıyor. Hep söylediğimiz şey şudur: Gençlik dönemi çocuklukla yetişkinlik arası bir geçiş dönemi olarak gözüküyor ve hak ettiği özen gösterilmiyor. Hep böyle beklemede tutulan, sen çok bir şeye karışma, sen daha yetişkin değilsin çocuk da değilsin, hani biz seni nereye koyarsak oradasın gibi bir yaklaşım var. Bir de popüler bir söylem var “Gençler geleceğimizdir” meselesi. GoFor’un durduğu yerden şöyle diyoruz: “Tamam gençler gelecek de gençlerin bugünü ne olacak?” Gençlik dediğimiz dönem, en azından GoFor’un benimsediği tanımlamayla, 12 senelik bir dönem. Yani bir vatandaşın 12 senelik bir yaşantısını “Sen bizim geleceğimizsin” diyerek askıya almak, baskılamak bize çok garip geliyor. Bunun da tersini yaymaya çalışıyoruz.
CSSA: Şu an yürüttüğünüz bir başka çalışma var. Go For Youth adlı bir çalışmanız var. Bunu da açabilir misiniz? Bu projenin amacı nedir, kullandığınız yöntemler nedir, kimlerle iletişime geçiyorsunuz?
EE: Go For Youth Projesi Haziran 2020’de başladı. Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Ağlar ve Programlar Hibe Programı tarafından destekleniyor. 30 aylık bir proje. Projenin temel amaçlarından birisi, GoFor’da temsiliyetinin az olduğunu düşündüğümüz gençlik örgütlerini GoFor’a katmak. Bu çerçevede 15 yeni örgüt GoFor’a katıldı. 20’den fazla gençlik örgütüyle görüştük bu kapsamda.
Bir diğer amacı ise GoFor, gençlik örgütleri için hibe verebilen fon sağlayabilen bir kurum da olmak istiyor az önce bahsettiğim nedenler sebebiyle. Bu projede 35 GoFor üyesi örgüte, yerelde uygulayacakları gençlik hakları projeleriyle ilgili nakit ayni destek sağlıyor olacağız. Bu da GoFor için hem yeni hem de bizim için yeni yollar açacağını düşündüğümüz bir adım.
Bunun yanı sıra, GoFor yerelde biraz daha politika yapmaya da odaklandığı için, yereldeki gençlik örgütleriyle yereldeki otoriteleri ve siyasi otoriteleri bir araya getirip önce işbirliği anlamında ne düzeydeyiz üzerine konuşuyoruz.
Uluslararası düzeyde de girişimlerimiz var. Avrupa’daki beş Ulusal Gençlik Konseylerini ziyarette bulunacağız. Hem onlarla nasıl işbirliği yapabiliriz hem de üye örgütlerimizi nasıl eşleştiririz onu konuşacağız. Hem deneyim aktarımı için hem de beraber proje geliştirmeleri için görüşmeler yapacağız.
Güçlendirme faaliyetleri var. Yaklaşık 7-8 tane tematik konuda GoFor üyesi olan gençlik örgütlerinin katılacağı güçlendirme eğitimleri olacak. Stratejik planlama, politika üretme, gençlik hakları çalışması gibi konularda oturumlar olacak. Bununla birlikte ulusal düzeyi de göz ardı etmek istemiyoruz. Siyasi partilerin gençlik politikaları sorumluları ile yine Ankara’da yuvarlak masa toplantıları yapacağız GoFor üyelerinin katılımıyla.
CSSA: Çatı örgüt olarak size üye olan örgütler arasındaki iletişim nasıl kuruluyor?
EE: GoFor’un senede iki kez üye örgütlerin bir araya geldiği toplantıları var. Bir tanesi Genel Kurul. Bir tanesi de Üyeler Toplantısı. En az iki kere bu toplantılar için örgütlerin temsilcileri bir araya geliyor. Bunların dışında atölyeler, güçlendirme çalıştırmaları gibi etkinliklerle daha sıklaşıyor bu etkileşim. Bazı gençlik örgütleri kendiliğinden bu alanda daha üretken olmayı seçiyor ve onlar ağ içerisinde iletişimde kalıyorlar.
Çağlar’ın yürüttüğü İsveç Gençlik Konseyinin desteklediği projede amaç biraz da gençlik örgütlerinin birbirleriyle olan iletişimlerini güçlendirmek. Orada komisyonlar var, bir örgüt komisyonda “ben genç kadınlarla ilgili bir politika metni hazırlamak istiyorum. Kim destek olmak ister?” diyebiliyor. Bu alanda deneyimli olan temsilci de olabilir, örgüt de olabilir. Onlar bir araya gelebilirler, GoFor bunu bütçesini sağlar, konaklama, toplantı ve hatta uzman desteği gibi. Bir politika metni için alan açar. “Biz bir araya gelip deneyim paylaşımı toplantısı yapacağız.” Diyenlere de GoFor bunun için bütçe sağlıyor. Bunun kanalları açık. Arada biz de teşvik ediyoruz. Çünkü genelde gönüllü yürüdüğü için bu örgütlerdeki işler aynı zamanda kendi hayatları hem örgüt işleri hem de GoFor’un katılma talebi oluyor. Arada bizler de çağırıyoruz bu etkileşime.
CSSA: Web sayfanızda “Üniversite öğrenci toplulukları temsilcileri, Gençlik Örgütleri Forumuna davetlisiniz!” diye bir çağrı çıkıyor karşımıza. Öğrenci topluluklarıyla işbirliği nasıl ilerliyor? Öğrenci topluluklarına nasıl ulaşıyorsunuz?
EE: Burayı sormanız iyi oldu çünkü GoFor’a üye olma şartı sadece tüzel kişi olmayı gerektirmiyor. Yani platformsanız, topluluksanız, inisiyatifseniz GoFor’a üye olabiliyorsunuz. Bunun önünde hiçbir engel yok. Haklardan yararlanmak anlamında da bir engel olmuyor.Şimdiye kadar genellikle GoFor’un kuruluşundan beri olan bağlantılarla öğrenci toplulukları üyemiz oluyor. Şimdi daha çok başvuru usulüyle, öğrenci topluluklarının başvurularıyla GoFor’a üyelik var. Eğer pandemi araya girmeseydi üniversitelere ziyaretlerde bulunup orada gençlerle bir araya gelmek gibi bir hayalimiz vardı. Pandemi vurduğu için hareket alanımız kısıtlandı. Eğer örgün eğitimdeyseniz örgütlenmenin öğrenildiği yerlerden birisi öğrenci toplulukları. İçeride zaten hem sekreteryada hem de yönetim kurulundaki üyelerin çoğunun öğrenci topluluklarıyla bir bağlantısı ya da geçmişi var. Bu kısmı o yüzden önemsiyoruz.
Üniversite topluluklarıyla iletişim bizim içinçok önemli. Ama şu an projelerin yoğunluğu ve pandemi sebebiyle maalesef üniversiteleri ziyaret etme şansımız olmadı. Ama sizin aracılığınızla da GoFor’un buna her zaman açık olduğunu, beklediğimizi ve davet ettiğimizi de iletmiş olalım.
GoFor’la işbirliği yapabilmenin tek yolu GoFor’a dahil olmak değil. Bu anlamda bir işbirliği GoFor’a üye olma şartı olmadan sağlanabiliyor. Yani GoFor’daki gençlik alanında çalışma deneyimi paylaşmak ve kendilerini tanıtmak istiyorlarsa buna da her zaman açığız. Tabi şöyle bir mesele de oluyor topluluklarla ilgili: Temsilcilik üzerinden yürüdüğü için GoFor’daki sistem, örgütle GoFor arasındaki bağlantı temsilci aslında. O temsilci topluluktan ayrılıyor, yerine temsilci atanmamış oluyor. Arıyorsunuz kimseye ulaşamıyorsunuz yıllarca. Haliyle o örgütle bağınız kopmuş oluyor. Ya da topluluk kapanmış veya yerine tamamen bambaşka bir yönetim kurulu gelmiş, daha önce GoFor’a üye olduklarının haberi yok, öyle de bir iletişim kopukluğu oluyor. Bizler de sizin vasıtanızla üniversite topluluklarıyla olan iletişimimizi canlandırmak istiyoruz. Bir de platform, inisiyatif üye olmak istediği zaman bir tüzel kişiliğin üyeliğinden daha az belge gerekiyor, üyelik işlemleri daha kolay ilerliyor.
CSSA: Öğrenci topluluklarının size ilettikleri ihtiyaçlarında bölgelere göre farklılıkları neler?
EE: Öğrencilerin dahil olduğu STK’ları da katıp yanıt vermek istiyorum. İşte Karadeniz’de, Güneydoğu Anadolu’da ya da Doğu Anadolu’da olanların fon kaynaklarına erişimleri, haberdar olmaları daha zor oluyor. Bu konuda dezavantajlı başlamış oluyorlar. Ama işte Ankara, İstanbul, İzmir ve Eskişehir gibi merkezlerde hem bu olanaklardan daha fazla haberdarlar.
Kırsalda yerel bölgelerde seslerini duyurmakla ilgili daha fazla desteğe ihtiyaçları oluyor. Bir de büyükşehirlerdeki gençlik örgütlerinin sayısı daha fazla zaten. İşte Mardin’de dört üye örgütümüz var. Bu örgütlerden üçünü de Go For Youth projesi kapsamında yeniden örgütleyerek bir araya getirdik bir temsilci aracılığıyla. Haliyle zaten orada bir STK olarak ayakta kalabilmek zorken bir de gençlik örgütü olarak ayakta kalmak iki kere güç olmuş oluyor.
Bir de şunu beklediklerini fark ettik. Hakikaten dayanışmaya ihtiyaçları var. Yani siz burada aynı sıkıntıları yaşamayan bir gençlik örgütü temsilcisi olabilirsiniz ama Karadeniz’deki bir gençlik örgütümüzün sizinle belirli periyotlarla bir araya gelip sizden usul yöntem bilgisi öğrenmeye ihtiyacı var. Biraz bunu da gözetmeye başladık. Buradan da belki öğrenci topluluklarının da benzer bir ihtiyaçlarının olduğu varsayımına gidebiliriz. Öğrenci topluluklarının farklı tematik alanlarda bir araya gelmesi daha kolay oluyor. Belirli kongreler, sempozyumlarla vs. ama yine de bu deneyim aktarımının biraz daha gözetilmesi gerekiyor.
CSSA: Bir de sizin Covid Haritalama çalışmanız var. Hem ondan bahsedip, bir de Covid-19’un gençleri nasıl etkilediğine dair gözleminizi aktarır mısınız?
EE: Covid sürecinde gençlerin uğradığı hak ihlallerini haritalandırdığımız bir çalışma o da. Bu çalışmamız maalesef belirli bir avantaja sahip gençlere ulaşabiliyor. Belirli bir internet erişiminiz olacak ya da STK’larla işbirliğinde olacaksınız ki bu çalışmadan haberdar olacaksınız, hak ihlaline uğradığınızı anlamış olacaksınız gibi bir arka plan gerektiriyor maalesef. Ama buna rağmen çarpıcı şeylerden biri gençler çalışma haklarının ihlal edilmesini, maaşlarının ödenmemesini, güvencesiz çalışmayı yaşam hakkı olarak kodlamaları. Yani orada çalışma hakkı kapsamı var, sosyal güvence hakkı var. Ama gençler “Çalışma haklarının ihlalini benim yaşam hakkımı da ihlal ediyor.” diye kodlamışlar. Sözleşmiş gibi farklı farklı illerden ilçelerden gençler “Maaşımı alamadım, işten çıkartıldım.” diye yazmış ve bunu yaşam hakkı olarak kodluyor. Bu geleneksel siyasetle çok bağdaşabilecek bir şey değil. Bu çok kapsayıcı bir durum.
Covid-19 sürecinde neler oldu neler yaşadınız diye gençlik örgütlerine de bunu sorduk, üyelerimize de. Projeleri iptal edilen örgütler var. Projeleri iptal edildiği için çalışanlarını işten çıkarmak durumunda kalan gençlik örgütleri var. Zaten fon kaynakları dediğim gibi bir süredir sekteye uğramıştı. Projelerinin ne olacağı belli değildi. Burada ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Haritayı kullanan gençler özelinde, psikolojik rahatsızlıkların artması, sağlık hizmetlerine bu anlamda da erişimin olmaması, yani bir kronik rahatsızlığı olan ve böyle fizyolojik sağlık desteğine ihtiyacı olanlar var. Bir de şöyle yazanlar var: “Ben terapime devam ediyordum ama evde olduğum için katılamıyorum. Ben zaten bu evden bu atmosferden uzaklaşmıştım şimdi buraya döndüm.”
“Arkadaşlarla, romantik partnerle görüşememek veya partner bulamamak”, hani bunları yöneticilere söylediğinizde, “gençlik problemi canım” deyip geçiştirecekler ama o kadar ciddi problemler ki. Bunun ciddiyetinin farkına varmamak çok ciddi sonuçlar doğuruyor. Özellikle eğitimdeki hak ihlalleri inanılmaz düzeyde. Çok sayıda şöyle paylaşım oldu: Yoklama alınırken kamerayı açmak zorunlu. Şu düşünülmüyor: bu öğrencinin bilgisayarınin olup olmadığı, derse gelmemesinin haklı bir sebebinin olabileceği ve aslında bir hak ihlali sebebiyle katılamadığı… İşte bilgisayarınız, internetiniz yoksa dondurun okulu dendi mesela. Bu kabul edilebilir bir durum değil.
Sağlık hakkının ihlali de mesela. Bir maske dağıtmamak birçok hakka erişimi engellemiş oldu. Bunlar çok çarpıcı sonuçlar bence. Bir de örneğin kadın alanıyla ilgili çok şey söylenmişti. Şimdiye kadar kazanılmış hakların bir miktar geriye düşeceği dile getirilmişti. Hani durun şimdi, dünyada böyle bir pandemi var. Şimdi kadınlar için bunun konuşmanın zamanımı. Eşit ücretin, eşit işin şimdi sırası mı denilen bir durum oldu. Gençlik hakları için de aynı durum söz konusu oldu. Görmezden gelindi. Sistem, “meselemiz senin internete girememen değil” gözüyle bakıyor.
CSSA: Son olarak bizim de çalışma alanımız olan üniversite öğrencilerine, topluluklarına, inisiyatiflerine bir çağrı yapmak ister misin?
EE: Öğrenci topluluklarının ve öğrencilerin kurduğu platformları çok çok önemsiyoruz. GoFor sadece katıldığı örgütleri güçlendiren bir yapı değil. İçerisi çok dinamik. İçeri giren bir örgüt geri kalan 70 örgütü de, GoFor’un yapısını da güçlendiriyor, kendisi de güçleniyor. Haliyle bir öğrenci gençlik oluşumu, bir mücadelede hak arayışında ise, GoFor’a bir göz atmalarını çok isterim.
Hem GoFor’a baktıkları zaman bir eksik fark edebilirler ve fark edilsin de zaten. Gelişmeye devam edelim böylece. “GoFor’da böyle bir şey yokmuş, biz dahil olmayalım” demelerinden ziyade “ya bu örgüt şemsiye örgütüm diyor, Türkiye’nin Ulusal Gençlik Konseyi olmayı iddia ediyor, o zaman bizim haklarımızın da burada olması gerekiyor” demelerini çok arzu ediyoruz. Buna her zaman çok açık bir yapı. Bunu tartışmaya da bununla değişmeye de çok açık. O yüzden ister tek tek öğrenci toplulukları ister öğrenci topluluklarının bir araya gelip oluşturdukları yapılar ister dışarıdan kendi dertleriyle ilgili kurdukları inisiyatifler olsun, muhakkak mücadelelerine devam etmelerini ve GoFor’un sunduğu desteklerden de faydalanmalarını çok arzu ederiz. Bunun için isterlerse sizin vasıtanızla bize ulaşabilirler ya da direkt bize de ulaşabilirler. Yeter ki bir araya gelelim.
CSSA: Söyleşi için çok teşekkürler.