4-8 Şubat Boğaziçi Dayanışmasına Dair: 600’e Yakın Gözaltı, 10 Tutuklama ve 24 Ev Hapsi
4 Şubat sabaha karşı, Kadıköy’de Boğaziçi eylemlerine destek amacıyla katılan, çeşitli üniversitelerden 5 öğrencinin ve 1 muhalif genç işçinin evleri basıldı ve öğrenciler gözaltına alındı. Bu öğrenciler, kanuna aykırı toplantıya katılmak, uyarıya rağmen dağılmamak, Kadıköy protestosunda, (normalde toplumsal olaylara müdahalelerde görevli olmayan ve kitleyi ezmek için hızla kitlenin içine giren) 2 polis aracına taş atmak ya da zarar vermek ve görevli memura direnmek nedeniyle suçlandı. 1 öğrenci ise bu suçlamaların yanı sıra gözaltına alındıktan sonra emniyet tarafından incelenen sosyal medya hesabında, başkasının attığı şiddete çağrı içermeyen iki tweeti retweetlemesi nedeniyle terör örgütü propagandasıyla suçlandı. Savcılık 1 öğrencinin ev hapsine (konutu terk etmemek şeklinde adli kontrol) alınması ve diğer 5 kişinin de tutuklanmasını talep etti.
Talepleri incelemekle görevli İstanbul Anadolu 1. Sulh Ceza Hakimliği, öğrencilerin sorgulamasını yaparken duruşma salonunda biri resmi diğerleri sivil kıyafetli 4 silahlı polis bulunuyordu. Avukatlar salonda silahlı polisin bulunmasının kanuna aykırı olduğunu, dosyanın müştekisinin polis olduğunu belirterek ve dolayısıyla sorgu esnasında salonda bulunamayacaklarını hatırlatarak polislerin kimlik tespitinin yapılmasını ve salondan çıkarılmalarını talep etti. Hakim bu talebi yazılı olarak reddeti. 5 öğrencinin sorgusu bu şekilde yapıldıktan sonra çıkan tartışmalar sonucu, hakim polisleri son sorgu sırasında salondan çıkardı. Bütün uyarılara rağmen hakim, keyfi bir şekilde avukatların ve öğrencilerin savunmalarının yalnızca %10’unu tutanağa geçirdi. Adil bir mahkemede sorgu ve savunmalar bittikten sonra ara verilip hakimin dosyayı ve savunmaları inceleyerek bir karar yazması beklenirken, hakim son sorgu bittiğinde daha avukatlar salondan çıkmadan kararını açıklamak için herkesi salona çağırdı ve sonrasında hatasını fark ederek karar için ara verdi. Böylece hakimin kararının sorgudan önce yazılmış olduğu, sorgu ve savunmanın aslında bir prosedür olduğu anlaşıldı. Sonuç olarak hakim 2 öğrencinin ev hapsine, 4 öğrencinin tutuklanmasına karar verdi; fakat kanuna göre kararı hakimin okuması gerekirken, avukatlar salona girdiğinde hakim kararı okumadan salonu terk etti ve polisin duruşma salonuna girmesine müsaade etti. Avukatlar kararın ve savunmaların yazılı olduğu tensip tutanağını, hem duruşma salonunda silahlı polisler bulunması nedeniyle hem de duruşmalar esnasındaki usulsüzlükleri tutanağa geçirmek için söz konusu tutanakları imzalamayı reddettiklerini bildirdiler. Polislerin avukatlara ve salonun önünde bulunan milletvekillerine sözlü sataşmaları ve tehditleri nedeniyle bir süre arbede yaşandı. Daha sonra polisler salondan çıkarıldı ve avukatlar yaşanan usulsüzlükleri el yazısı ile tutanağa geçirerek tutanağı imzaladı.
7 Şubat günü sabaha karşı, öğrenci Beyza Buldağ’ın İzmir’de kaldığı ev polisler tarafından basıldı. Boğaziçi Dayanışma hesabını yönettiği gerekçesiyle gözaltına alınan Buldağ, İstanbul’a getirildi. Buldağ, Boğaziçi Dayanışması hesabından paylaşılan 12. Cumhurbaşkanına yazılan açık mektup gerekçe gösterilerek, “halkı kin nefret düşmanlığa tahrik ve suç işlemeye tahrik suçlamasıyla” sevk edildiği mahkemece tutuklandı. Aynı akşam, Boğaziçi Direnişi eylemlerine katıldığı gerekçesiyle gözaltına alınmış olan Muhammed Ünal da, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
7 Şubat itibariyle, 600’e varan toplam gözaltı sayısının yanında, toplam tutuklu öğrenci sayısı 10’a çıktı ve 24 öğrenci de ev hapsinde tutuluyor. Bugün ise Kadıköy’de gözaltına alınan 61 kişinin duruşması Kartal Adliyesinde görülecek.
* Görsel, Cumhuriyet’ten alınmıştır.