Üniversite Tercihimiz: Dayanışma
Mert Batur
Dünyanın çeşitli yerlerinde salgın hastalık sebebiyle açığa çıkan sağlık ve eğitim politikalarına itirazlar sürüyor. Türkiye’de de bu yıl Yükseköğretim Kurumları Sınavına (YKS) girecek öğrenciler haftalarca sınavın ertelenmesi ve virüsün yayılmasına karşı etkin önlemler alınması için mücadele etti. Ancak yetkililer sınav tarihiyle yaz turizmi arasında oluşan çatışmada yaz turizminin getireceği gelirdin yana oldular. Nihayetinde, bir buçuk milyondan fazla öğrenci salgın koşullarında iki gün boyunca sınava girdi.
Öğrencilerin dayanışma ve mücadelesiyle geçen bir sınav döneminin ardından sonuçların açıklanmasıyla başlayan tercih döneminde de öğrenci dayanışması sürüyor. YKS’ye giren öğrencilerin tercih yaparken kafasına takılan soruları üniversitelerde öğrenim gören öğrencilerin cevaplaması için çağrılar yapılıyor. Tercih dönemindeki öğrenciler, devlet ve vakıf üniversitelerinin hazırladığı rehberlerdeki bilgilerin güvenilirliğinden emin olamadığı için, merak ettiklerini doğrudan öğrencilere sorarak tercih yapıyor.
Biz de, Sivil Alan Araştırmaları Derneği olarak bu yıl tercih yapacak öğrencilerle ve onların sorularına cevap veren üniversitelilerle konuştuk. Dayanışma ve mücadelenin öğrencilerin gündemine neden bu yıl bu kadar yoğun şekilde girdiğini ve tercih sürecinden hangi konuların merak edildiğini sorduk.
Bu yıl YKS’ye giren öğrencilerden biri olan Ulaş’la sınav senesinde neler yaşadığını konuştuk. “Bu yıl çok zordu. Çok stresliydik. Salgın var, herkes bununla uğraşıyor, biz bir de üzerine sınavla uğraştık. Bir de sesimizi duyurmaya çalıştık. Çok tedirgin bir seneydi, belki öyle olmasaydı daha farklı olabilirdi sonucum.” diyor Ulaş. Tercih döneminde nasıl bir yol izlediğini sorunca “Ben bu yıl nereye güveneceğimi şaşırdım açıkçası. O yüzden her yerden bilgi almaya çalışıyorum tercih yaparken. Birbiriyle karşılaştırıyorum. Üniversite öğrencilerinden bilgi alıyorum. Nasıldır, dersler, yemekleri yurtlar, ulaşım… Ona göre bir yer yazacağım.”
Beril de bu yıl YKS’ye giren öğrencilerden biri, şimdi de tercih sürecinde. “Tercih için sadece öğrencilerin söylediğine bakıyorum. Mesela ablam da üniversitede. Üniversiteye gittikten sonra çok büyük hayal kırıklığı yaşadı. O yüzden belli olmuyor hangi üniversitede ne olduğu. Reklamlara güvenip gidiyorsun, hiçbiri doğru çıkmıyor. Özellerde daha çok oluyor bu.” Vakıf üniversitelerinin de burslu programlarını inceleyen Beril, “Bursun neleri kapsadığını anlamak için tek yolu zaten öğrencilerle konuşmak. Yoksa ablam mesela gittiğinde, yurt ücreti burs kapsamındaydı ama bu kapsamdaki oda o kadar kötü ki, kalamazsınız. Çok üzülmüştü. Böyle şeyler yaşamamak için soruyorum.” Geçtiğimiz günlerde vakıf üniversitelerinde dair ortaya konan veriler de Beril’in endişelerini doğrular nitelikte. Vakıf üniversiteleri, reklama pek çok başka alandan ve özellikle de kitap tedariğinden daha çok bütçe ayırıyor.
Tercih yapacak öğrenciler, bu yıl yaşadıklarını da göz önüne alarak kendisi gibi öğrencilerin sözlerine güveniyor. Peki, sorularını sormak için üniversitelilere nasıl ulaşıyorlar? Bu ihtiyacı karşılamak için gençlik örgütleri, öğrenci örgütleri, üniversite kulüp ve toplulukları ile üniversite öğrencileri sosyal medyadan çeşitli çağrılar yaptı. (Bu çağrıların bazılarına aşağıda yer verdik.)
Tercih yapacak öğrencilerin sorularını yanıtlamak üzere yapılan çalışmalardan birine katılan Leyla, öğrencilerin tercih yaparken neye dikkat ettiğine dair şuna dikkat çekiyor: “En çok akademik kadro soruluyor. Üniversitelerdeki hocaların donanımı iyi mi ve hocalara ulaşabiliyor muyuz? Öğrenciler arasında bir dayanışma var mı, mesela notlar paylaşılıyor mu ya da öğrenciler arasındaki rekabet yoğun mu? Kampüs içerisinde vakit geçirebiliyor muyum, kampüsün olanakları nasıl? Genelde sorular böyle…”
Sorulara yanıt vermek üzere çeşitli kampanyalarda sorumluluk alan üniversite öğrencilerinden bir diğeri olan Uğur da gelen soruların ortak temelini şöyle özetliyor: “Tercih yapacak öğrencilerin en ortak yanı üniversitede sosyalleşme imkanları var mı yok mu, bu noktada kesişiyor. Bu sosyalleşmeye, hocalara erişmek de dahil, kampüste kulüplerin olup olmaması da, yurtların yeri ve ortamı da… Ama benim genel olarak gördüğüm liseliler üniversiteyi daha çok bir ağın parçası olmak gibi görüyor. Tabi ki eğitim ve öğretim de soruluyor ama asıl merak ‘üniversite öğrencisi’ olmanın kendilerine ne katacağı.”
Leyla ve Uğur’un gözlemlerinde ortak bir nokta daha var. Öğrencilerin, üniversiteyle ilgili merak ettikleri dışında kaygıları da var. Bunların en temelinde iki sorun bulunuyor: ekonomik kaygılar ve güvenlik kaygıları. Leyla bu konuyu şöyle anlatıyor: “Özellikle kadın öğrenciler, büyük kentlerdeki üniversitelerle ilgili güvenlik kaygısı yaşıyor. Büyük şehir, kalabalık gibi şeyler nasıl baş edebileceklerini soruyorlar ve bunlardan doğan sorunları. Hatta İstanbul Üniversitesi gibi köklü okullardan bahsederken bile öncelikle yerinin (Fatih) güvenli olup olmadığını soruyorlar.” Uğur ise ekonomik kaygılar boyutuna dikkat çekiyor: “Evler ne kadar, eşya bulabilir miyim, kitap ücretleri yüksek mi… Özellikle hukuk veya tıp gibi, materyalin de pahalı olduğu alanlara dair çok soru geliyor böyle. Ama bir konuda çok kaygılı olduklarını görüyorum, ben de kaygılıyım zaten bu konuda, o da şu; bu şehirde (İstanbul) geçinebilecek miyim?”
Bu kaygı ve sorular her geçen yıl daha derinleşiyor ama bu yıla özel bir konuda daha öğrencilerin kafası çok karışık: Üniversiteler açılacak mı? Bu konuda ne tercih yapacak öğrencilerin ne de üniversite öğrencilerinin kafası net, herkes gelecek haberleri bekliyor. “Ancak…” diyor Leyla, “…bu arada önümüzü göremediğimiz için plan da yapamıyoruz. Nerede kalacağız, ailemizin yanına mı döneceğiz gibi.” Beril de bu konuya dair heyecanlı bir bekleyişin sürdüğünü ifade ediyor, “Üniversiteli oluyoruz ama olmuyor gibi de… Bilmiyorum bizim bu yıl başımıza gelenler, bugüne kadar hiçbir kuşağın başına gelmiş midir… Bize Z kuşağı diyorlar bir de, bilmiyorum onu ama bizim kuşağın yaşadıkları gerçekten zor.”
Öğrenciler özellikle bu yıl birbirinden çok şey öğrendi ve dayanışma ilişkileri çok gelişti. Bu yüzden tercih yaparken de birbirlerinin sözlerine daha çok güveniyorlar. Biz de Sivil Alan Araştırmaları Derneği olarak, üniversiteye yeni başlayan arkadaşlarla ve bütün öğrencilerle dayanışma içinde olduğumuzu bir kez daha hatırlatıyoruz.
Tercih dayanışması için yapılan bazı çağrılar: Öğrenci Haber, Gençlik Komiteleri, Üniversiteli Dayanışma Ağı, Öğrenci Sendikası, UniBilgi, Üniversiteyi Bana Sor…