Çadır Davası: 3. Duruşma
m.güneş
72 öğrencinin yargılandığı ve kamuoyunda “Çadır Davası” adıyla bilinen davanın 3. duruşması bugün, 31 Mart 2023 Cuma, Çağlayan Adliyesi 27. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü. Daha önceki duruşmaya katılamayan öğrencilerden bir kısmının ifade verdiği duruşmada ayrıca hazırlanan bilirkişi raporu da görüşüldü. Bir sonraki duruşma 3 Kasım 2023 tarihinde görülecek.
Bilirkişi raporu öğrencilerin lehine
Öğrencilerin ifadesi alındıktan sonra savunmalara başlayan avukatlar bilirkişi raporundan aktardı: “Öğrencilerin itham edildikleri suçu işlediğine dair yeterli bir delil teşkil etmiyor görüntüler. Ayrıca, bu görüntüler hukukî açıdan da ‘yasal olarak toplanmış delil’ de değil.”
Benzer biçimlerde toplanmış görüntülerin yasal delil olarak kabul edilemeyeceğine dair literatürde birçok karar mevcut. Yine de, mahkemenin bu görüntüler üzerinden bir yargılama başlatmış olması, duruşmalarda ise bu delillere itiraz eden avukatlara kulak tıkanması eleştiri konusu edildi. Yani, bilirkişi raporu, aslında sadece, malumun ilanı oldu.
Öğrencilerin ifadelerinde söylemiş olduğu gibi ilgili polis amirinin öğrencilere “Her türlü gözaltına alınacaksınız. Zorla alırım veya isteyerek gelirsiniz!” dediği de bilirkişi raporunda yazılanlar arasında. Avukatlar bilirkişi raporundan doğru “Dağılın!” uyarısı da yapılmadığını ve gözaltının usulsüz ve keyfî olduğunu düşünüyor. Ek olarak, bilirkişi raporunda, amirin tehdidinden sonra kamera görüntülerinin durdurulduğu da yer alıyor.
Öğrencilere şiddet uygulanması, işkenceyle gözaltına alınması kayıtlarda yok. Buna rağmen, barışçıl bir oturma eylemi esnasında çekilmiş görüntülerde bir grup öğrenci alanda bulunduklarının tespit edilmesi gerekçe gösterilerek yargılanıyorlar. Sözde suçlar ve delillerle yargılanan öğrencilerken işkence ve şiddet failleri mağdur konumunda yer alıyor.
Yargısal tacize öğrenci sitem etti
Bugünkü duruşmada ifadesi alınan bir öğrenci, 1 Şubat protestosu sonrası Emniyet Genel Müdürlüğünün resmî hesaplarından yapılan paylaşımla hedef gösterildiğini ve linçe uğradığını hatırlatarak başladı savunmasına. Defalarca yasal yollara başvurduğunu, suç duyurusunda bulunduğunu lâkin hiçbir cevap alamadığını aktardıktan sonra “Ben ve arkadaşlarım bu mahkemeye, bu yargıya nasıl güvenelim?” dedi. Devlet eliyle üzerine atılan iftiranın hâlâ dahi karşına geldiğini söyleyip kendisine yaşatılan bu mağduriyet dava konusu edilmiyorken “Biz neden her gün mahkemedeyiz?” diye sordu. “Madem benim başvurularıma cevap bile gelmiyor, dinlenmek dahi istemiyorum, o zaman bugün buraya gelmek zorunda kalmışken tüm bunları anlatmak ve ilgililerden şikayetçi olmak istedim!”. Direniş boyunca hak aradıkları için birçok ihlâle uğrayan öğrencilerin sürekli mahkeme koridorlarında olması, yargının iktidarın elinde araçsallaştırıldığını, bugünkü davanın da yine böyle bir dava olduğunu ifade etti.
Ne olmuştu?
Boğaziçi Direnişi’nin simgesel unsurlarından biri olan çadırı her gün olduğu gibi Güney Meydan’a kurmak isteyen öğrencilere 21 Ekim’de Özel Güvenlik Görevlileri müdahale etmiş, çıkan arbedede çadır kırılmıştı. Rektörlük önünde oturmak suretiyle forum yapma kararı alınmıştı. Rektörlüğün davetiyle kampüse giren polis ihtar yapmadan başladığı müdahale sonucu 45 öğrenciyi işkence ile gözaltına almıştı.
Gözaltına alınan öğrencilerin yargılandığı bu dava, ilk duruşmanın görülmesinin ardından bir başka dosyayla birleştirildi. Mevzubahis dosyada forum sırasında alanda olduğu tespit edilen öğrencilerden rastgele seçilmiş 27’si bulunuyordu. Bu nedenle, ikinci duruşmada yargılanan sayısı 72’ye çıkmıştı.