Uzaktan Eğitime ve KYK Kararına Tepkiler Sürüyor!
m.güneş
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 11 Şubat tarihli talimatı ve daha sonrasında YÖK’ün aldığı karar ile KYK yurtlarının depremzedelere açılacağı, bu nedenle de tüm ülkede 2022-23 eğitim-öğretim yılının 2. döneminin uzaktan/çevrim içi gerçekleştirileceği duyuruldu. Bu karara ve neden olduğu hak ihlallerine karşı birçok kesimden tepki gelmeye devam ediyor.
Uzaktan Eğitim ve Yurtlar Çözüm mü?
Uzaktan eğitimin sebep olduğu dezavantajlar pandemi döneminde yapılan çalışmalarda ortaya konulmuştu. Çevrim içi eğitim-öğretim için gerekli araçların üniversiteler tarafından iyi kurulamaması, internete ve teknolojik aletlere erişimin öğrenciler arasında eşit olmaması gibi sebeplerle eğitim hakkına eşit şekilde erişemeyen öğrenci gruplarının olduğu bu çalışmaların bulguları arasındaydı. Yine, birçok öğrenci ve akademisyene göre çevrim içi eğitimin verimsiz olmakla birlikte sosyalleşme alanlarının kaybolması sebebiyle öğrencilerin psikolojik durumlarındaki kötüleşme öğrenmeye de ciddi zorluklar çıkarmakta.
6 Şubat’ta meydana gelen ve büyük bir yıkıma sebep olan Kahramanmaraş depremlerinin ardından depremzedeler için uzaktan eğitim kararının bir çözüm olarak sunulması, mevcut boş konutlar ve oteller yerine yurtların kullanıma açılması ilk feda edilenin eğitim hakkı olmasına sebep oldu ve toplumsal muhalefetin birçok kesiminde tartışma yarattı. Çadır kentlerde yaşayacak olan öğrencilerin olduğunu, çadırın yanına serdiği battaniye üstünde LGS’ye (Liselere Geçiş Sistemi) çalışan öğrenciden biliyoruz. Ayrıca, Çağdaş Hukukçular Derneğinin (ÇHD) yaptığı tespitler sonucu içinde kimi teknoloji marketlerinin de olduğu satıcıların, ihtiyaç ürünlerinde fahiş fiyat artışları yapmak suretiyle felaketi fırsata çevirmeye çalıştığını da gördük. Yine, GSM operatörlerinin yetersiz kaldığını ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun (BTK) internet erişimini dilediğinde kısıtladığını da deneyimledik.
Yani, bu bilgilerin ışığında söylenebilir ki afet bölgesinde yaşayan depremzede öğrenciler; eskileri enkaz altında kaldığı için yenilerini almaları gereken teknolojik aletlere artırılmış fiyatlar sebebiyle ulaşamamasının yanı sıra erişimleri de kısıtlanan internet nedeniyle ciddi anlamda eğitim hakkından mahrum bırakılabilirler.
Bir başka mağduriyet ise düzene oturmuş yaşamları yurtlarından çıkarılmaları sebebiyle aksayacak ve alaşağı olacak öğrenciler tarafından yaşanacak. 11 Şubat’ta Cumhurbaşkanının uzaktan eğitim kararını duyurmasına müteakiben KYK yurt müdürlüklerinin harekete geçtiğini biliyoruz. Denizli Pamukkale KYK Kız Öğrenci Yurdunda öğrencilerin eşyalarının çöp poşetlerine doldurulduğunu gördüğümüz gibi, yine Barınamıyoruz Hareketi’nin duyurduğu kadarıyla Eskişehir Yunus Emre KYK Yurdunda öğrencilere 14 Şubat’a kadar çıkmalarının söylenmiş olduğunu da biliyoruz.
Sadece 3 gün! Bu öğrenciler 3 gün içerisinde gidiş dönüş ulaşımlarını sağlayabilecek mi? 3 gün toparlanmaya yeter bir süre mi? Çöp torbalarına istiflenen eşyalar nereye kaldırıldı? Kaybolan eşyalar için öğrencinin mağduriyeti telafi edilecek mi?
Aileleri deprem bölgesinde yaşayan ve yurtlarda barınan öğrencilerin nerelere döndürüleceği, mesela, yine oldukça müphem. Deprem bölgesine dönmek zorunda kalan öğrenciler yukarıda bahsettiğimiz ihlallerin doğrudan konusu olacaklar. Yine, okurken çalışan öğrenciler yurtta kalamadıkları için işlerini bırakmak ya da kiraları son bir sene içinde ciddi anlamda zamlanan evleri tutmak zorunda mı kalacaklar? Peki ya, kalamadıkları yurtların ücretleri, öğrencilerden talep edilmeye devam mı edilecek?
Tüm bunların yanı sıra, KYK yurtlarının öğrenciler tarafından yetersiz bulunan yerler olduğunu hatırlamak suretiyle şunu da sorabiliriz:
Bu yurtlar depremzedelerin yaşaması için uygun ortamlar mı? Aileler ranzalarda, tüm aile üyeleri aynı odada, kat banyosu ve tuvaletini herkesle ortak kullanarak yaşayabilecekler mi? Kişilerin özel alanları ve mahremiyetleri nasıl sağlanacak? Bu ani değişim sonucu aslında ortak kullanıma hazır olup olmadığı şüpheli olan yurt binalarında kadınların cinsel taciz ve şiddetten korunmaları için ne tür önlemler alınacak? Gidecek daha iyi bir yeri olmayan kadın ve LGBTİA+lar şiddet dolu aile ortamların mı dönmek zorunda kalacaklar?
Tüm bunlar gösteriyor ki bu karar, başta öğrenciler ve/ya depremzedeler için olmak üzere barınma ve eğitim hakları bağlamında ciddi ihlallere sebebiyet verebilecek bir karardır.
Tepkiler Sürüyor!
Mevzubahis kararlara, bu yazıda da derlemeye çalıştığım birçok belirsizlik hali ve olası hak ihlalleri üzerinden tepkiler verilmeye devam ediliyor. Aşağıda birkaç gündür gerçekleşen protestoları ve itirazları görebilirsiniz:
13 Şubat: İstanbul Üniversitesi öğrenci kulüpleri ortak bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Toplanan öğrencilerin etrafı polis tarafından çeviriliydi.
14 Şubat: ÇHD bu kararın iptali için dava açmasının yanı sıra bireysel olarak da dava etmek isteyen öğrencilere destek olacağını açıkladı.
15 Ocak: Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencileri basın açıklaması ve ardından toplu dilekçe vermek suretiyle kararı protesto etti.
16 Şubat: Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi öğrencileri polis varlığına rağmen protesto yapmak suretiyle karara tepkilerini gösterdiler.